Suçu:

1) Türk ve Müslüman olmak;

2) Esir Doğu Türkistan Türklerinin dertlerini besteleriyle anlatmaktı.

Ozan Abdürrehim HEYİT’in kutlu kanını kutlu davası için Çin'in Nazi kamplarında akıttılar.

O Abdürrehim HEYİT ki; Dede Korkutların, Satuk Buğraların, Kâşgarlı Mahmudların, Yusuf Has Haciplerin torunu, hakkında bilimsel çalışmalar yapılmış dünyaca meşhur ozanımız idi.

Her Türk gibi ölüme ve işkenceye meydan okudu. Allah'ını, vatanını, milletini ve bayrağını hep sevdi.

Onun kim olduğunu sizler bilemeyebilirsiniz! Anlı şanlı, yalancı, sahtekâr, seks ve silah dizileriyle sizi her gün uyutan, yöneticilerin yalakası ve yalayıcıları televizyon ve gazeteler ondan bahset(e)mezler. Onlar dürüst, helal yiyen, İslam’ın istediği temiz hayatı yaşayanlarla ilgilenmezler. Hele o insanlar bir de Türk ise onları hiç sevmezler, dönüp bakmazlar bile.

Allah aşkına açıp okumak, araştırmak, bizim bizi öğrenmemiz için başımıza daha ne kadar ve hangi felaketlerin gelmesi gerekiyor? Dayanışmak, yardımlaşmak, büyüyüp güçlü millet olmak için daha ne çeşit acılar yaşamamız gerekiyor?

Sen, okuyucum, tek bir kişi olarak, bizzat bütün acıları elbette yaşamıyorsun ama milletinin diğer evlatlarının yaşadığı acılar sana hiç mi etki etmiyor?

Doğu Türkistanlı bir kardeşimiz “Keşke Arap olsaydık” diye avazı çıktığı kadar bağırıyor.

Niçin diyen yok!

Öyle ya, Müslüman olduğu halde Türk olduğu için dönüp bakan yok...

Müslüman ama Arap olduğu için her şeyin verildiği insanlar var, tank fabrikaları bile beleşine...

Üstelik kızıl komünist olsa bile...

Bir defa dedi ya “Türk olmak istemezdim, gurur da duymazdım” diye!

Abdürrehim Heyit'in şehadeti, artık Çin'deki zulümleri dayanılmaz dereceye getirmiştir.

Bu bir devlet meselesidir. Bizim elimizden gelen sadece yazmaktır. İtiraf ediyorum; kadınlar gibi de ağlamaktır.

Bugün Çin’de eğitim maskesiyle açılan kamplarda iki milyondan fazla Uygur Türkü Almanların Nazi kamplarındaki işkence ve katliamlarıyla karşı karşıyadır.

Bitiyor, bir millet bitiyor, gören yok!!!

Soykırım varsa eğer işte o budur!

Evlerinde Allah ve Muhammet isimleri yazılamaz. Kur’an’ı Kerim bulundurulamaz, namaz kılınamaz, oruç tutulamaz, domuz eti yemek mecburiyeti vardır. Her Türk evinde görevli ajan Çinli erkek vardır. Evde ne yapıldığını devlete devamlı rapor ederler.

T.C. Dışişleri Bakanlığı tek bir şey yaptı. Bu şehadetin olduğunu sadece doğruladı.

Hele bazı siyasetçilerin Doğu Türkistan’dan Çinlilerin taktığı isimle “sincan” diye bahsetmeleri var ya Çin kurşunundan, işkencesinden, katliamlarından daha ağır geliyor insana!

Bir de kalkıp Çin’in ülke bütünlüğünden yanayız demezler mi?

Doğu Türkistan her yönüyle bizim ata yurdumuzdur. Tarih boyunca Batı Türklüğü hep doğudan devamlı gelen güç ve desteklerle bulunduğu yerlerde durabilmiştir.

Birlikte okuyalım:

“Dedim zincir var, dedi boynumda,

Dedim ölüm var, dedi yolumda,

Dedim ya bilezik? Dedi kolumda,

Dedim korkar mısın? O dedi yok yok,

Dedim niçin korkmazsın? Dedi Tanrım var,

Dedim ya başka? Dedi halkım var,

Dedim daha yok mu? Dedi ruhum var...”

ABDÜRREHİM HEYİT

***

Türk Ocakları Genel Merkezi, Türk ozanı Abdürrehim Heyit'in Doğu Türkistan'dan Avrupa'ya kadar bütün “Türk Dünyasının ve Türk Milletinin MİLLÎ ŞEHİDİ” kabul edilmesini talep ediyor.