Türkiye’yi bilmem ama Doğu
Karadeniz’deki sebze ve meyve fiyatlarının daha pahalı olmasına bir sebep de
doğu komşumuz Gürcistan’a ihraç yolu ile satılan ya da oradan gelenlerin bavul
ticaretine benzer şekilde satın alıp ülkelerine götürmeleri gösteriliyor.
Aslında bunda bir anormallik de
yok!
Çok değil bundan sanırım 10 sene
önce, bizim para (TL) ile komşunun
ki (LARİ) hemen hemen aynı idi.
Ama bugün nasıl? Önce ona bakmak
lazım.
Birincisi Gürcistan’da 1 Dolar halâ
3 LARİ.
Bizde ise 1 Dolar aşağı-yukarı 15
TL.
İkincisi, 1 LARİ’nin karşılığı 5
TL.
Yani, 5 TL verirsen, ancak 1 LARİ
alınabiliyor.
İşte bu tabloda Türk vatandaşının
15 TL veremediği için alamadığı bir marulu, Gürcüler 3 LARİ vererek, rahatlıkla
alıp memleketlerine taşıyorlar.
Kimse çıkıp da ticaret erbabına, “Niye marulları Gürcülere satıyorsunuz?”
diye soru soramaz, sual da eyleyemez!
Hele hele zikir eyledikleri; “Faiz sebep, enflasyon sonuç” teorisi
çökenler hiç ama hiç eyleyemezler!
DEMİRYOLU ve MİTOMANİ HASTALIĞI
Devletin “Kaf dağının ardına öteleme”, basında yer ala hedefi olanların ise
habire konuşarak “kafayı ütülüme” haline
getirdiği Doğu Karadeniz’e tren yolu için 1943’de sahne alan serüven şimdilik
2053’e havale edildi!
“Şimdilik” diyorum, çünkü
adeta olmayacak işe “amin” dedirtmek
kurulmuş olan Demiryolu Platformu başta olmak üzere bu konuda kendine görev
ihdas eyleyenlere son olarak söz konusu edilen 2053’ü değil, 2553’ü hedef
koymalarını tavsiye ederim.
Aslında, kim olursa olsun, aklına “Doğu Karadeniz’e demiryolu” gelen
herkese Orhan Hakalmaz’dan “Kara tren
gecikir, belki de hiç gelmez” türküsünü dinlemelerini tavsiye edip
duruyorum. Ama bazıları her nedense dinlemek ya anlamak istemiyorlar.
Ya da durmadan aynı teraneden dem
vurarak, bırakın cümle alemi kandırdıklarını sanmayı, “kendi söylediği yalana inanma derecesi” demek olan mitomani
hastalığına bile yakalanmış olabilirler!
9 KÖY, 9 IŞIK…
Doğru söyleyeni ne yaparlar?
Genele, yani halk arasındaki derb-i
mesele bakarsak, “Doğru söyleyeni 9
köyden kovarlar!” denir.
Özele, yani MHP Kayseri
Milletvekili Mustafa Baki Ersoy’un söylediklerine kızanların yapacaklarına
bakar isek, “Doğru söyleyeni 9 Işık’tan
kovarlar!” diyebilir miyiz?
“Açıklanan
rakamların üzerinde enflasyon oranları var. Zamlar bu milletin belini büküyor.
Bunlar gerçek. Bunları görmemezlikten gelemeyiz. Bunları konuşmamız gerekiyor.
Bunları yok sayamayız. Bir şey yok saydığınızda problem ortadan kalkmıyor ve bu
tepkiyi getiriyor” diyen Milletvekili Ersoy’un partisinin yönetimi
tarafından tedbirli olarak Disiplin Kurulu’na sevk edildiği açıklandığına göre,
tabii ki “diyebiliriz!”
MEVLANA’DAN KUSUR ARAYANLARA…
Başta siyasi cenahtakiler olmak
üzere, hemen hemen herkesin, her kesimin kusuru ve kabahati başkalarında
aradığı bir hale gelmiş isek, bundan 700 yıl önce yaşamış olan Mevlana’nın
“Kusur bulmak için bakma birine, bulmak için
bakarsan bulursun, kusuru örtmeyi marifet edin kendine, işte o zaman kusursuz
olursun.” uyarısının doğruluğunu hiç ama hiç anlamamışız demektir.