Edin Visca attığı gollerle Trabzonspor’un en kritik olan süreci geçmesine en büyük katkıyı sağlayan olunca, transfer edildiğinde “Bu adama, bu kadar para verilir mi?” diye sorarak kıyamet koparanların bir kısmı kuyruğu kıvırıp üzerine oturarak susarken, bazıları 180 derece dönüş yaparak methiye üzerine methiye düzüyorlar. Hoş bu film gibi senaryoyu, Visca’dan önce, onda büyük emeği olan Abdullah Avcı’nın Trabzonspor’a teknik sorumlu olarak gelişi sırasında da, “Trabzonspor’u şampiyon yapamaz” denilerek yaşatmamışlar mı idi? Aynen! Onun için sadece futbolda, Trabzonspor’da değil, genelde tercih edilmesi gereken yol ve yordam, “Dereyi görmeden paçayı sıyırmak” olmamalı. Biraz sabır, biraz sebat, biraz da empati çok ama çok önemli. Ama bazıları Nasreddin Hoca kadar bile olamıyorlar. Ya da “Hoca Nasreddin’den ders bile alamamışlar” diyelim.

NASREDDİN HOCA KADAR BİLE...

O zaman kıssadan hisse alırlar diye de Hoca Nasreddin’in fıkrasını paylaşalım. Nasreddin Hoca tarlasında çalışırken oradan geçmekte olan birisi sormuş, “Bey Amca! Falan köye kaç saatte gidebilirim?” Hoca, bu soruya hele biraz yol al bakalım demiş. Adam aynı soruyu üç kere tekrarlamış; ama farklı bir cevap alamayınca yoluna devam etmiş. Biraz yürüdükten sonra arkadan Hocanın; “Evlat, gel!” dediğini işitmiş. Adam gelince de Hoca soruyu şu şekilde cevaplandırmış: “Sen tam üç saatte oraya varırsın.” Adam sinirli bir şekilde “Be bey amca! Madem biliyordun, şunu baştan söylesene” deyince, Nasreddin Hoca şöyle savunmuş kendisini: “İyi de, ben senin nasıl yürüdüğünü nereden bilebilirim ki?”

TRANSFERDE YÜZDE 90 İSABET...

Ezcümle; Apdullah Avcı’nın da, Edin Visca’nın da yaptıkları ortada. O ki yapılanlar ortada, bu ikilinin Trabzonspor’da olması için çokça muhalefet edenlere rağmen ısrarcı olan Asbaşkan Ertuğrul Doğan’ın da hakkını teslim etmeden geçmek olmaz. Hem de pek iyi olmayan ekonomik tablo ile transfer edilen futbolcu bedellerini birlikte değerlendirerek. Abdullah Avcı’nın Trabzonspor’a girişini sağladıktan sonra, kafa kafaya verip yaptıkları transferlerin tümünde tam değil ise bile yüzde 90 oranındaki isabet ayrı bir takdire değer durumdur. Hele hele yaptığı yanlış transferler yüzünden küme düşme hattının kenarlarında gezinen Galatasaray, ondan biraz daha iyi Beşiktaş ve sezona “tek hedef zirve” diye başlayan Fenerbahçe’nin de bu işlerdeki başarısızlıkları ortada iken...

ALİ HAYDAR GEDİKLİ; AKYAZI’YA ÇEKİ DÜZEN VER...

Kadim stat Hüseyin Avni Aker’i tarihin derinliklerine gömmek için inşa edilen Akyazı’daki heybetin içi tamam da, dış çevresi “Şampiyon Trabzonspor” temsil etmiyor. Adeta İstanbul Mahmutpaşa’yı ya da daha yakındaki Kunduracılar Caddesi’ni andıran bir keşmekeşlik ortada iken, bir de etrafa saçılan güvenlik çemberlerinin demirleri yok mu! Hele bir de çimlerin üzerine çıkıp, karayolunu 3 şeritli otopark haline getirip araçlardan labirentler oluşturulması yok mu! Demek istediğim odur ki, stadın çevre düzenlemesi ve görüntüsü Trabzonspor’dan çok ama çok uzak. Eee, bu durumda iş de mesleği, işi bu olan yönetim kurulu üyesi Ali Haydar Gedikli’ye kalıyor. Hadi bakalım Sayın Gedikli, şu stadı her hali ile Türkiye’yi Avrupa’da temsil edecek şampiyon Trabzonspor’a yakışır hale getir bakalım.