SON DAKİKA
SON DAKİKA


Buça’daki katliamın senaryosu Devlet Bahçeli’nin dediği gibidir
10.04.2022

Devlet Bahçeli’nin, tamamen gerçek olan tespitini görmezden gelip, ABD ve AB’nin tezgâhına düşerek, Ukrayna’nın Buça kentinde olup bitenlerin perde arkasını geçmişe bakıp iyi kavramaz isek, “yanlış tartı ile doğru mal satmaya çalışanlara” benzer, yetmedi “Şeytanın değirmenine su taşımış” oluruz!


Sayın Bahçeli’nin, ABD’nin Irak’ı işgaline gerekçe olarak gösterdiği Saddam’ın elindeki kimyasal silahlar bulunması yalan gerekçesini hatırlatarak, “Ne var ki, iddiası asılsızdı” diyerek hatırlattığı somut örneğin Buça’da benzerinin tezgâhlandığını görmemek bırakın saflığı, tam bir aptallık olur.


Dünya şeytanı ABD ile aynı torbaya giren Ukrayna’nın tuzağa düşerek sebebiyet verdiği savaşta ölen insanları hiçe sayarak, hedefleri sadece Rusya’yı güçsüzleştirip, itibarsızlaştırmak olanlar, Devlet Bahçeli’nin net bir şekilde söylediği gibi, “İğrenç senaryolarla savaşın bitmesine tahammülü olmayan ülkelerdir.”

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’da, Buça’da olup bitenleri katliam olarak nitelemekle kalmayarak, bu tezgâhı kurup, katliamı öyle veya böyle destekleyenlere de Sayın Bahçeli kadar yapamasa da iki çift lâf eylemeli idi.


Yeri gelmiş ve yine şeytandan dem vurmuş iken her zaman ve her zeminde, herkesin kulağına küpe olması için bir kez daha hatırlatalım:

“Çıkarlarınız için şeytana kapıyı aralayıp içeriye alırsanız, onunla işiniz bittiğinde sessizce çıkıp gitmesini beklemeyiniz.”

Beklerseniz ne olur? Onca olup biteni görmeyecek derecede aptallık eylersiniz.

 

GAZETECİNİN GÖREVİ…


Genelde eksiklerden dem vurup, yukarıdakileri eleştirdiğimiz için, “tek taraflı imişiz”, hep muhalifmişiz gibi yüz yüze sitemde bulunan, mesaj gönderenlere söz konusu benim tarifimle “gazetecilik”, genelinki ile ise “basın” olduğunda tek tarifimiz vardır. O da şudur:

“Gazetecinin, hele hele haberci olanların görevi yukarıdakilere şirin gözükmek için onları methetmek değildir. Aşağıdakilerin yukarıdan yönetenlere dertlerini, sorunlarını ve beklentilerini iletmektir.”

Bunun adı da bir yerlere muhaliflik eylemek demek değildir.

 

YUKARI ÇEKİLİNCE…


Çalışma ofisimin bulunduğu 5’inci katta asansöre binip zemine inmek istediğimde, tam tersine 7’inci kata çıkınca kapıdan giren arkadaş, “Yukarı çektim sizi” deyiverince, dilimden gayri ihtiyarı şu kelimeler döküldü:

“Teşekkür ederim. Hemen hemen herkesin birbirini aşağıya çektiği bir ülkede, öyle veya böyle yukarı çekilmek güzel bir şey!”

 

TFF ve RİYAKÂRLAR…


Hiç uzatmaya, kıvırmaya, evelemeye ve de gevelemeye gerek yok!

Allah’ın “insan” diye yaratıp, “akıl” ile donatıp, “kul” hanesine kayıt eyleyip, kullansın diye “irade” verdiklerinden olduğunu kabul edip, bunun da idrakine varabilenler, şu günlerde TFF’de içeriden-dışarıdan olup bitenleri kolaylıkla görüp, anlayabilirler.

Dün “ak” dediğine, bugün “kara” yakıştırması yaparak istifa edenler ile (Nihat Özdemir hariç) sırtlarını erk sahiplerine dayayan dışarıdaki riyakârların işbirliklerini tüm olup bitenlere rağmen görmeyenler, kusura bakmasınlar ama Allah’ın (CC) yukarıda sıraladığımız “İnsan-akıl-kul-irade” dörtgenindeki melekelerden yoksun olduklarını bilsinler!

© 2020 www.karadenizgazete.com.tr | Karadeniz Gazetesi bir Güçlü Ticari Ve Sınai Ürünler Pazarlama Ticaret Ve Sanayi Anonim Şirketi ‘dir.

Giriş Yap