SON DAKİKA
SON DAKİKA


Cami mi? Cemaat mi?
28.01.2022

Cuma namazında hutbeden imam efendi; “Falanca mahallenin camisinin inşaatına para toplanacak, boş geçmeyin” diyerek yine dilencilik yapınca “Gel de yazma” bakayım.

Hem de sözü edilen cami inşaatının 7-8 yıldır devam eylediği o mahallede devlete hatırı sayılır ihale bedelli müteahhitlik hizmetleri yapan onca zengin var iken!

Rahmetli Orhan Kaynar (1948-2001) ağabeyimizin köşesine başlık da olan “Gel de Yazma”yı hatırlayıp, gerçeğe Allah rızası için parmak basma, kalem oynatma bakayım!

Bu alem için Peygamberimizin; “Bütün yeryüzü benim ümmetim için mescit ve temiz kılınmıştır” buyurduğu, Allah’ın gök kubbesi tüm haşmeti ile yerinde dururken, kulun yaptırdığı beton kubbelerin bu denli çoğalmasına, bunlardan böylesine medet umulmasına gerek olmadığını bir kere daha gel de yazma bakayım!

Yani bu ülkede yeterinden de çok fazla cami olduğunu, safları doldurmak için gereken cemaatin azlığı nedeniyle de, adeta israf sayılabilecek atıl kapasite bile oluştuğunu…

Birçok yerde 500-600 metre ara ile 7-8 cami bulunduğunu, bu nedenle de cemaatin oluşmasına değil, ayrışmasına katkı sağladığını gel de yazma bakayım!

*

Ezcümle, söz konusu cami ve cemaat olduğunda öncelik şu iki tercihten hangisinin olacaktır, olmalıdır:

Cemaat için cami mi?

Yoksa cami için cemaat mi?

Amaç Allah’ı (cc) unutmamak ve O’na varmak olduğuna göre sahih cemaat için zaman ve mekân önemi de yoktur,  sorunu da...

Çünkü Cenab-ı Allah; “Doğu da batı da Allah’ındır. Yüzünüzü nereye dönerseniz Allah oradadır” (Bakara-115) buyurarak zaten düşünüp irade kullanıp kulluk eylemek isteyenlere de yol yordam göstermemiş mi?

*

Aslında adeta sadece namaz kılmak için inşa edilen cami ve cemaati için şu kıssa bence anlayabilenlerin hisse almasına da yeterlidir.

Harun Reşit bir ramazan günü Behlül'e;

"Akşam namazında camiye git. Namaza gelen herkesi iftara davet et" diye tembih eyledi.

Akşam oldu, namaz kılındı.

Namazdan sonra Behlül, 5-10 kişilik bir grupla çıkageldi.

Harun Reşit şaşırdı,

"Behlül, bunlar kim? Ben sana namaza gelen herkesi saraya iftara çağır diye tembih etmedim mi? Sen o kadar cemaatin arasından bir sofralık bile adam getirmemişsin" diye çıkıştı.

İşte Behlül'ün cevabı:

"Efendimiz, siz bana camiye gelenleri değil, namaza gelenleri iftara çağır dediniz. Namazdan sonra bendeniz cami kapısında durdum. Çıkan herkese hocanın namaz kıldırırken hangi sureyi

okuduğunu sordum. Onu da yalnız bu getirdiğim kişiler bildi. Camiye gelen çoktu ama namaza gelen demek ki yalnız bunlarmış."

*

Kıssadan hisse: Hedef, mekânın nasıl olup olmadığına bakarak değil, huşu içinde Allah’a ibadet edebilmek olduğunu idrak edip, şuurlu cemaat sayısı ve oranını arttırıp, “Onlar namazı dosdoğru kılar, zekat verir, ahirete de tam ve kesin bir şekilde inanırlar” (Lokman-4) ayeti vecibesinde ibadeti eda eylemek olunca beton kubbelerin ihtişamının ümmet için hiç değilse bile pek değeri yoktur.

Onun için de, yaklaşık 20 yıldan beri yazıp, çizip söyleyerek yaptığım şu çağrıyı da bu vesile başta Diyanet İşleri Başkanlığı olmak üzere ilgili tüm taraf ve imamlar için bir kere daha tekrarlıyorum:

“Allah rızası için, inananların huşu içinde, en büyük cemaati oluşturarak camilere akın eylediği Cuma günleri, hutbenin kutsiyetine halel getirecek şekilde, ama camiler, ama başka şeyler için para istetmeyin, istemeyin.”

© 2020 www.karadenizgazete.com.tr | Karadeniz Gazetesi bir Güçlü Ticari Ve Sınai Ürünler Pazarlama Ticaret Ve Sanayi Anonim Şirketi ‘dir.

Giriş Yap