SON DAKİKA
SON DAKİKA


Düğün köprüsünden taş köprüye
30.05.2020

Ben diyeyim “Kaç zamandır”, siz söyleyin “Bilmem kaç yıldır”  Trabzon’un arazisi planlı ve modern yerleşime en elverişli ilçesi (keşke yapılaşmada öyle olsa idi) Arsin, bir köprü ile anılır, çizilir, yazılır oldu.

Sanırsınız ki; Deli Dumrul’un, “Geçenden 5, geçmeyenden 10 kuruş” aldığı köprü!

Ya da, üzerinden geçilsin geçilmesin parası millet kesesi, devlet bütçesinden yapılan Boğaziçi köprüleri!

Yok böyle bir şey!

Şunun şurasında iyi dizayn edilmiş Sahil Projesi’nde aksesuar olsun diye kondurulmuş demirden bir köprü!

Ama o demirliğine rağmen, bir ara gelinle damatların fotoğraf çektirmek için hatırı sayılır ölçüde tercih ettikleri, birbirlerine sarılarak poz verdikleri bir köprü olmaya başlamıştı. Sonra kesildi! Bilmem ki neden!

Sonra son zamanlarda yeniden gündemde!

Olsun, “reklamın iyisi kötüsü olmaz!”

Önemli olan reklamdan pay çıkarabilmek!

Başta Arsin Belediye Başkanı sevgili Sait Gürsoy olmak üzere halkın yapması gereken köprüyü Deli Dumrul’un da, İstanbul’un dakilerinden daha konuşulur, aranır hale getirmek!

Şimdilik kısa bir öneri turu:

Köprüye bu haliyle “dokunmayın” demiyorum! Aksine dokunun!

Şöyle Yanbolu vadisinden Taşköprü yaylasına giderken göze hoş gelen taş köprülere benzetebilir misiniz?

Benzetemiyorsanız, sarmaşıkları, petunyaları, karanfilleri, hanımelleri kenarlarından aşağıya doğru sarkıtın!

Hadi gelin, alt yapısı da hazır olduğu için adını da “Gelin-Damat Köprüsü” koyun!

Hatta, yanı başına küçük bir fotoğraf için hazırlık odası da yerleştirin!

Fotoğraf çektiren gelin-damat ile beraberlerindekilere, “Bir de Yanbolu vadisine gidin. Tarihi köprülerin üzerinde de fotoğraf çektirin” diye yol gösterin.

Devam edeceğiz…


“YENİ ÖĞRENDİM” DİYENLER İÇİN…


Her gün önemlidir. Ama bilesiniz ki, en önemlisi geride bıraktığımız günlerdir! Yani kayıp ettiğimiz için değerini daha iyi anlamaya başladığımız günler!

Mayıs ayı da hatırı sayılır ölçüde önemli günleri içinde barındırıyor.

Bunlardan biri de, İstanbul’un Fatih Sultan Mehmet tarafından fethedildiği gün olarak tarihe kayıt edilmiştir.

Ahalinin, özellikle de genç tayfasının çoğu bu tarih için; “İlk defa öğrendim” deyip duruyor!

O ki, “ilk kez öğrenmekten” söz eyledik, fatih sırasında yaşanan bir kıssayı aktaralım da hisse almayı becerebilenleri meşgul edelim!

Fetih sırasında surlardan tırmanarak çarşıya dalan bizim Yeniçeri Temel, eşraftan bir Yahudiyi yakaladığı gibi, kılıcı sıyırmış ve “Selâvat getir, seni keseceğum” demiş!

Bir anda afallayan ama sonrasında toparlanan Yahudi, “Ama Fatih, gayri Müslimlere dokunmama emri ver” diyerek kendisini bırakmasını istemiş.

Ama gel gör ki bizim Yeniçeri Temel, “Nuh diyor, Peygamber demiyor!”

“Olsun ben seni yine de keseceğum!”

Yahudi bakmış ki, kelle gidecek; “More! Bari niye beni keseceksen onu söyle” deyiverince Temel, “Siz Hazreti İsa’yı çarmıha gererek öldürdünüz” demiş.

Yahudi; “Ama,  o 1400 sene önce idi” dediğinde Temel’in cevabı ilginçtir “Olsun! Ben yeni öğrendim!”

© 2020 www.karadenizgazete.com.tr | Karadeniz Gazetesi bir Güçlü Ticari Ve Sınai Ürünler Pazarlama Ticaret Ve Sanayi Anonim Şirketi ‘dir.

Giriş Yap