SON DAKİKA
SON DAKİKA


Fıkralarla İktisadi Ahvalimiz…
4.02.2022

Türkiye’nin gündeminden hiç eksilmeyen iki kelime var.

Birisi “seçim”, diğeri “geçim.”

Aslında aralarında çok fark yok. Sadece baş harfleri değişik.

“S ile G” yer değiştirdi mi birbirini tamamlıyorlar.

Şu sıralar muhalefet “erken” tamtamları çalsa da, iktidar “zamanı gelince” de ısrar eylediği için seçimden çok geçim gündemi meşgul ediyor.

Nasıl etmesin ki?

Dışarıda zemheri soğuğunda kar-kış-kıyamet koparken, içeriyi ısıtacak yakıtı, elektriğin fiyatında hiçbir zaman bu kadar artış olmamıştı.

Eeee, kömüründen tutun da, doğal gazına kadar hemen hemen tamamı ithal olunca, “elden ne gelir?”

Hem de her şeyde “yerli ve milli” kelimelerinin en çok kullanıldığı sırada!

Gelin bugün birkaç fıkra ile kıssadan hisse yaparak tenimizi değilse bile duygularımızı ısıtalım.

*

İlkini şu soğuklar üzerinden paylaşalım.

O yılın kışın çok sert geçeceği bildirilince, Dahiliye Vekaleti Erzurum Valiliği’ne bir yazı gönderip, “Önceden tedbir alabilmek için muhtarlıklara haber verin, ellerindeki yakıtın cinsini, kod numarasını ve stok durumunu Ankara’ya bildirsinler” talimatı vermiş.

Bir muhtar da bunun üzerine tezeği söz konusu ederek şöyle bir bildirimde bulunmuş:

“Yakıtımız pohtir. Kod numarası yohtir. Stoğumuz çohtir!”

*

İkincisi “alışırız alışırız” diyerek, fakirin sofrasından uzaklaşan et üzerinden olsun.

Bayburtlu sarıp sarmaladığı 100 gram etle eve gitti, hanım dayanamadı:

-Eee efendi dedi, bele mi çekeceyük?

-Yoh hatun hepisi, 40 gün.

-Eee, 40 gün sonra ne olacah?

- Aluşuruh hatun, aluşuruh…

(Bayburt Fıkraları kitabından)

*

Üçüncüsünü geleceğe borçlanan toplumda, artık birbirine borç vermenin de tarihe karışmasını konu alsın. Yine Bayburtlu Fıkralar kitabından:

Hayrullah Efendi, 70 yaşında bir ihtiyardı. Bu ihtiyarlığı nedeniyle işgal altında olan Bayburt’tan göç edememişti.

Bir gün geçimini sağladığı berber dükkanında Rus kumandanını tıraş ediyordu. Tam bu sırada komşusu Yunus Efendi’nin oğlu içeri girerek:

“Efendi emi, babamın selamı var. 3 lira borç versin” dedi.

Hayrullah Efendi, önce o gün tıraş ettiği kumandana bakar, sonra çocuğa dönerek:

“Get ola! Görmir misen? Ben parasızlıhtan iti gırhiram! Sen gelmiş benden para istirsen!”

*

Hadi dördüncüyü Nasrettin Hoca’dan “Bugünkü ekonomik model” için de “Ya tutarsa” diyerek alalım: Göle kaşık kaşık yoğurt bırakan Nasrettin Hoca, ne yaptığını soranlara “Göle maya çalıyorum” demiş. “Göl maya tutar mı?” diye sorulunca da, “Ya tutarsa” karşılığını vermiş!

© 2020 www.karadenizgazete.com.tr | Karadeniz Gazetesi bir Güçlü Ticari Ve Sınai Ürünler Pazarlama Ticaret Ve Sanayi Anonim Şirketi ‘dir.

Giriş Yap