SON DAKİKA
SON DAKİKA


Fındıkta gübre desteği değil, gübre girdisi artışı var
3.03.2021

 
Devletin son gübre desteği müjdesini irdeleyelim dedik.

Nedir? Ne değildir?

Fındıkta işin uzmanlarından, dostumuz Özer Akbaşlı ya, “Rakamlarla bir bilgilendirebilir misin?” diye ricada bulunduk.

Aldığımız kısa, destek mi, köstek mi olduğu belli olmayan rapor:

Destek fındık tarımında dönüme 4 TL’den, 8 TL’ye yükseltilmiştir.

Haberi duyan, okuyan, bizzat canlı dinleyip sevinen fındık üreticileri

acaba hiç %100 gübre desteğine aşağıdaki pencereden bakmışlar mıdır?

1 dönüm fındık bahçesinde ortalama 65 fındık ocağı bulunmaktadır. Tüm Karadeniz bölgesinde yaygın olarak ocak başına 1 Kg. 26 Azot gübre kullanılmaktadır.  Bu durum bir dönüme 65 Kg. gübre demektir.

2020 yılında 50 Kg gübre çuvalı 70 TL den satılıyor ve bir dönüme 91TL’lik gübre kullanıyordu.  Devletten dönüme 4 TL sini geri aldığında 87 TL ödüyordu.

2021 yılında gübreni çuvalı 110 TL’den satılıyor. Bir dönüme ise 143 TL’lik gübre kullanıyor. Devletten dönüme 8 TL sini geri aldığında 139 TL ödüyor. Gübre desteği %100 artmasına rağmen, bu yıl geçen yıla oranla çiftçinin

cebinden bir dönüm fındık bahçesi için kullandığı gübre girdisi %60 artarak, tam tamına 52 TL daha fazla ödeme yapıyor. Peki, destek %100 artıyorsa, çiftçi neden %60 daha fazla ödüyor?

SANAYİCİ İÇİN TÜRK FINDIĞI VAZGEÇİLEMEZ MİDİR?

“En kötü gerçek en güzel yalandan iyidir.”

Çünkü “Yöneticinin iyisi işler yolundan giderken, gelecekte nelerin kötü olabileceğini tahmin edip, ona göre tedbir alandır” gerçeğini bir kenara koyar da, gelecekte oluşabilecek kötü tabloyu görmezden gelip, çikolata sanayicisi için; “Türkiye’nin ürünü vazgeçilemezleridir” der durur isek, kendi kendimizi kandırıyor, yukarıdaki doğru sözü unutuyoruz demektir.
Çünkü fındığı sanayi mamulü olarak kullananlar için ürünün Türkiye’den mi, Çin den mi, Şili’den mi, Gürcistan’dan mı, Amerika’dan mı temin edildiği artık pek önemli değildir? Kalite mi? Mutlaka önemlidir! Ama çok önemli değildir. Çünkü işlenerek bir ürünün içine konan fındıktaki kalitenin tadını hissedecek ağız yapısı yok denecek kadar azaldı. Neden derseniz? Dünyanın ağzının tadı pandeminin de etkisi ile çok fazla bozuldu da onun için!
Onun için, “Sanayici için Türk fındığı vazgeçilemezdir” ifadesini atasözü gibi kullanmaktan vazgeçelim, gerçekleri görelim.

Hoş atasözlerinin büyük kısmının da günümüzde hükmü de kalmadı ya!

BAHÇELERDE DON ARAYANLAR…

Bunların yerinde olsam, “Hiç değilse şu Murat Taşkın’a koz vermeyelim” diyerek, fındık bahçelerinde acele ile don aramaya çıkmazdım.

Kimisi, lokal olarak görülen bazı kesimleri, Türkiye’nin sahip olduğu yaklaşık 740 bin hektar gibi görüyor! Kimisi, meteorolojinin “tahmin” diyerek yaptığı 15-20 gün, 1-2 aylık verileri “kesin olacak” sayıyor!

Kimileri de, “olsun olmasın! Bana konuşmak için malzeme lazım. Bu don da olabilir” diyerek ben diyeyim “sapla samanı”, siz söyleyin “tuhafiye mağazası ile fındık bahçesini” birbirine karıştırıp, “don üstüne don” demeçlerini patlatıyorlar!

Olsun, olmasın, illa don bulacaklar! Ama bahçede, ama başka bir yerde!

Hem de bu işin gerçek manada ticaret ve ihracatını yapanların her sözlerinde bir art niyet arar iken, kendilerinin “dondan” dem vurmalarında başka bir hesap yokmuşçasına!

 

© 2020 www.karadenizgazete.com.tr | Karadeniz Gazetesi bir Güçlü Ticari Ve Sınai Ürünler Pazarlama Ticaret Ve Sanayi Anonim Şirketi ‘dir.

Giriş Yap