2010-2011’deki kupası olmayıp, Yargıtay’ın da son kararı ile onay vermediğini saymaz isek Trabzonspor, 1983-84’te yaşananın üzerinden tam tamına 37 sezon geçtikten sonra bu kez şampiyon olacak gibi gözüküyor. Gözüküyor gözükmesine de, aradan geçen ve de nerede ise yarım asra yaklaşan bu zaman diliminde, geçmişteki Trabzon ve Trabzonsporluluk ruhu ile bugünkü arasında ile maalesef fersah fersah fark oluştu.

“Maalesef” diyoruz, çünkü oluşan fark olumsuzluk ile tarif edilebiliyor! Trabzonlu için aynı zamanda bir kimlik olan Trabzonspor söz konusu olduğunda, bilâkaydüşart (kayıtsız ve şartsız) aidiyet hissederek sahiplenip, ufak tefek olumsuz lukları da “kol kırılır yen içinde” yapan bordo-mavili taraftarların yerini son çeyrek asırda “İçimizdeki İrlandalılar” denebilecek şekilde alanların sayısının tribünlerden tutun da, sokaklara kadar artmış olması oldukça düşündürücü! Genelde de bir türlü gelmeyen ve hasretinin yüksek tepeli dağlar yarattığı şampiyonsuzluk sürecinin de etkisiyle artan, “kendi bildiklerinden başka doğru kabul etmeyecek derecesindeki bu tahirlik ve yobazlığın” sebepiyet verdiği bozukluk ve bozgunculuğun şampiyonluğa bir adımın kaldığı bir sezonda artık kenara konulacağını umut edenlerin sayısı benim gibi hiç de az değildir. Ama“kundakta giren huy, teneşirde çıkar” denilen iddiaya örnek teşkil etmeyi yaşam biçimi sayanların, “öküzün altına buzağı koyarak”mesnet arama, her şeye kötü tarafından bakma amellerini sürdürmelerini anlamak değilse bile anlatmak gerçekten zor geliyor. Hele hele, “Her şeyin en doğrusunu ben görürüm, ben bilirim” diyecek kadar raydan çıkmış olanları...

Tamam! Yakalanan bu başarılı sürecin gelecekte de istikrar içinde sürdürülebilmesi adına öneriler yapılabilir. Buna eyvallah! Ancak bunu inciterek, kırarak, dağıtarak, sorumlu olanları suçlayarak değil, uygun bir lisan ve üslup ile olumlu eleştirilerle yapmak zorundasınız. Bu işi farklı şekilde ifade ederek kamuoyu ile paylaşmaya da kalkarsanız, “Yanlış tartı ile doğru mal satmaya çalışan tüccarlara benzersiniz!” Hadi, dündeki güzel zamanları da unutulalım. Gelin gelecekte olmasını dilediklerimizi de bir kenara koyalım. Bugün hiç değilse “Geçmiş ve gelecek yoktur. Koskoca yaşanan bir şimdi vardır” diyerek, 37 yıllık hasretin gerçekleşmesini adım adım haz alarak, yudum yudum mutluluğu içerek, her zerrede övünç duyarak yaşayalım. Yeri gelmiş iken, bir yerden bir kenara not eylediğim şu satırları da paylaşarak tamamlayayım: “Endişeler genellikle gelecekle ilgilidir. Ve çoğu gerçekleşmez. Dikkatinizi bugüne verirseniz gelecek kendiliğinden düzelir.”

TAHSİN ÖZTİN 40 YIL ÖNCESİNDEN BUGÜNÜ...

Gazeteci-Spor Yazarı merhum Tahsin Öztin’in (1912-1993) meslektaşım İhsan Öksüz’ün yönetiminde çıkarılan Trabzonspor Dergisi’nin Mart 1981 tarihli sayında yer alan “Trabzon Denince Akla...” başlıklı yazısının son bölümünü “o gün- bugün” ikilemi içinde sizlerle paylaşayım. “Trabzon lider... Trabzon şampiyon, şampiyonluk ona adeta ısmarlamadır. Bu yıl da zevkle, heyecanla seyrediyoruz. Bordo-mavi bugün Türk futbolunun dopingidir. Yıllardır ona çıkardığımız şapka hâlâ elimdedir. O’nu kendi adını taşıyan dergisinden selamlıyorum. Nice şampiyonluklara temennisi ile...”

ARSİN FK’YA DESTEK...

“El alem işte görsün” hesabıyla 3-5 kelime eyleyip Trabzon Amatör Ligi’nde mücadele eden Arsin FK’ya Arsinlilerin desteğini istemekten vazgeçeceğimizi sanmayın! 200’e yakın çocuk ve genci de altyapıda bulunduran Arsin FK’nın başkanı Enes Örnek ve ekibine başta Sayın Belediye Başkanı M. Sait Gürsoy olmak üzere aidi- yet duygusu hisseden herkesin maddi-man- evi destek olma zorunluluğu vardır. Aidiyet duygusu hissetmeyene gücü oranında katkısını yapmak koşuluyla sözümüz yoktur!