Son şampiyon Trabzonspor’un, önceki gün yapılan Divan Kurulu toplantısında “Ayakta alkışlayalım” çağrısı ile Başkan Ahmet Ağaoğlu, var olan üyelerin avuçlarını uzun uzadıya meşgul etti.

Ancak 2 binin üzerinde aktif üyesi bulunan Trabzonspor Divan Kurulu’ndan toplantının yapıldığı 500 kişilik salonda, eski futbolculardan Serdar Bali’nin eleştirilerinden nasibini almayan sadece 30-40 kişi ya vardı, ya yoktu.

Yani, “Yan Yana” sloganı şampiyonluğa rağmen itibar görmemişti.

Divan Kurulu tarafından açıklanan Denetim Kurulu raporuna göre, mevcutlar, borçlar, alacaklar üzerinden yapılan hesaplama sonucu, Trabzonspor’un net borcunun Nisan ayı sonu itibari ile 1 Milyar 922 milyon 815 bin TL olduğunu öğrenildi.

Özellikle yabancı paralar üzerinden yapılan anlaşmaların TL bazında yükselttiği borçların en azından artmamasını sağlayacak yollardan birini, hatta en önemlisini Başkan Ağaoğlu’nun; “Play-Off’u geçtiğimiz takdirde” diye başlayarak gösterdiği güzergâh oluşturuyor.

Ağaoğlu; “Geçersek Şampiyonlar Ligi’nde oynayacağız. Hem sportif, hem ülkemizin tanıtımı açısından” dedikten sonra üstüne basa basa; “En çok da ekonomik anlamda çok önemli” vurgusunu yapmasının karşılığı ne idi?

Değerini yine Ağaoğlu açıkladı: “Gruplara kaldığımız zaman elde edeceğimiz gelir, kulübümüzün bir yıllık futbolcu maaşlarını karşılıyor.”

Bu da demektir ki, Trabzonspor için önündeki en önemli eşik Play-Off’u geçerek Şampiyonlar Ligi gruplarına kalmak.

Sanırım Ahmet Ağaoğlu, “Ya kalınamaz ise…” diye kendisine, “Sonrası ne olur?” sorusunun yöneltilmesini zihninin kenarından bile geçirmiyordur.

İnşallah da böyle bir soruda dillendirilecek ortam dahi bulmasın. Bulur ise Trabzonspor sahada kazandığı başarının zıddını kasasında yaşar. Bu da kötü değil, çok kötü olur!

Çünkü Trabzonspor’un, halâ vücut bulmamış bazı futbolcu satışlarının dışında kasasına girecek doğru dürüst gelir kaynakları yok.

“Yok” dediysek, o kadar da değil!

Başkan Ağaoğlu’nun; “Yine de ekonomik süreçte camiamızın katkıları büyük önem arz ediyor. Kombinelere gösterilecek ilgi, lisanslı ticari ürünlerimizin satışları çok önemli. Her kuruşun büyük bir dikkatle harcanacağından kimsenin şüphesi olmasın.” açıklaması ister istemez “Taraftar dediğin Trabzonspor’a verir, Trabzonspor’dan almaz.” doğrusunda ısrarımızı bir kere daha hatırlattı:

Bizim de, onlarca kez; “Taraftar verir, almaz” başlığı atarak, Trabzonspor’u izlemek için tribünlere gelen herkesin kombine, bilet alarak bunu yapması gerektiğini, daha doğrusu bedava bilet alarak tek bir kişinin dahi tribünlerde oturmamasının şart olduğunu içerikli yazılarla yaptığımız çağrıları…

O nedenledir ki Trabzonspor’u yönetenler transferleri sadece Abdullah Avcı’nın mevki taleplerini “Ne olursa olsun” diyerek dikkate alarak hareket etmiyorlar.

“Kulübümüzün ekonomisini her zamankinden daha dikkatli ve hassas olarak idare etme zorunluluğu bizi bekliyor.” ifadesi Ahmet Ağaoğlu bu konudaki hassasiyetlerini de zaten dile getiriyor.

Onun içindir ki, geçmişte kabzımal dükkânını çevrilerek milyonlarla getirilenlerin, beleş gönderildiği yılları kimse unutmasın!

Ahmet Ağaoğlu ve ekibi unutmuyor.

Önümüzdeki sezon, Süper Lig, Türkiye Kupası ve Şampiyonlar Ligi’nde en az 30 maçı, kale arkasında 1967 TL gibi göstermelik bir rakam vererek izlemelerine imkân tanınan taraftarın da “Şampiyonluk olsun da, ne olursa olsun” diyerek, kulübün ekonomik tablosunu gözünün önüne getirmeden hareket etmemesi, bedava talep de bulunmaması, aksine 40 bin kişilik tribünlerde ve kasada boş yer bırakmaması gerekiyor.

Bulunulur ve de bu da karşılık bulur ise ne mi olur? İş nereye mi varır?

Yaşadığı asrın değil, gelecek asırların dehası Mustafa Kemal Atatürk’e kulak vermek, insan olmanın tek ayrılacağı olan anlamak adına yeter de artar bile:

-“Askeri zaferler ne kadar büyük olursa olsun, iktisadi zaferlerle taçlandırılmazlarsa zaferler yaşayamaz, kısa zamanda söner.”