Ve de söz konusu suç ve suçlu olduğunda da, “yardım ve yataklık eylemek” de yasalar gereği hatırı sayılır cezaları gerektirir.

Ama; sadece geçmişte PKK’ya yardım ve yataklık eylemek hariç!

Ancak, “yardım ve yataklık yapmanın” bırakın suç olmasını, iyilik ve güzellikle çok büyük sevap kazandırdığı hallerde yok mudur? Elbette vardır.

Ama sanırım en büyüğü ve en hayırlısı Allah’ın insana muhtaç yarattığı hayvanlara “yardım ve yataklık eylemektir.”

Yardım ve yataklık eylemenin büyüğü de vardır, küçüğü de!

OFG rumuzlu Orhan Fevzi Gümrükçüoğlu döneminde yapılan Türkiye’nin en büyük hayvan barınağını, güzel yaratıklara olan bakış açısının güzelliği ile hayvanlar için gerçek manada yaşanabilir, barınılabilir hale getiren Trabzon Büyükşehir Belediye Başkanı Murat Zorluoğlu’nun yardım ve yataklığı takdire değerdir.

Göreve geldiği günden beri “Can dostlarımız” diyerek kucakladığı sokak hayvanları için her şeyi, son olarak da küçük bir kliniği hayata geçiren Ortahisar Belediye Başkanı Ahmet Metin Genç’in yaptıkları da takdire şayandır!

“Her şeyi belediyelerden beklememek lazım! Bize de düşen görevler vardır” diyerek organize olan hayvan sever derneklerinin yöneticileri de takdiri hak ediyor!

Kala kala benim gibi, her gün elinde kedi maması, ya da marketten alınmış sosis-salam ile sokak aralarında hayvanları yedirenler kaldı ki!

Trabzon halkının büyük kısmının böyle olduğunu da görüyorum.

Böylelikle; “Trabzon olarak bir konuda topyekün henfikir olmanın mutluluğunu yaşıyorum” dersem inanın!

BÖL, PARÇALA, YUT!

Hiç ötesini berisini anlamam!
Son barolardaki düzenleme ile gündemi meşgul edince usuma geldi!
Söz konusu “bölme” olunca aklıma rakamların matematikte uygulamaya tabii tutulması dışındakilerden iki ihtimal aklıma gelir.
Birincisi inancımızdaki; “komşusu aç iken tok yatan bizden değildir” hadisi ile muhtaçlarla azığımızı bölüşmek!
İkincisi, emperyalizmin hedefi olan “bölmek!”
Sonra da parçalayıp yutmak!

BİZ KAYBETTİRDİK!

Gel de, Hacı Bektaş’tan yazma bakayım bir daha!
“Hararet hardadır, sacda değildir.
Keramet baştadır, saçta değildir.
Her ne arar isen kendinde ara,
Kudüs’te, Mekke’de, Hac’da değildir.”
Söz konusu 35 yıldır hasretle beklenen ve Pandemi haftası başlayana kadar Trabzonspor’un hanesine kayıtlı olan şampiyonluk hesabı “suya düşünce”, halâ birilerinin kendini sıygaya çekme yerine, neredeyse “öküzün altında buzağı arayacak” kadar, suçu ve suçluyu başkalarında bulabilme çabaları karşısında gel de “Yeter artık. Aklınızı başınıza toplayın.  Bize biz kaybettirdik” deme bakayım!