Türk milletini, yüksek haslet ve onurun üzerinde gören, onu
daima kendi değerleriyle yadeden ve devam ettiren bu vatanın öz evladı,
savunucusudur.
Aksi davranışlar üzerinde bulunan her kişi ve kurum bu
ihanetin destekçisi ve gözlemcisidir.
İşte bu hissiyata vesile olan, yaşadığımız ortamda karşımıza
çıkan bu tip olumsuzluklar bizleri bu ifadeleri kullanmaya mecbur ediyor.
Ciddi ve gayri ciddi oluşumların haberciliğinin verdiği
sorumluluk ise, vicdani sebep olarak her zaman ortaya çıkıyor.
Altıyüz küsür yıl, dünya devletlerine şeref ve onur dağıtmış
Osmanlı İmparatorluğu yıkılınca geriye kalan ata yadigarı akbabaların
saldırısına uğramış, güvercin gibi sere serpe hedef olmuş, günümüzde kadar
gelen bu benzetmede bize ait, yani Türk İslâm sentezini oluşturan binalar ve
eserler hep talan ortamına bırakılarak tahrip edilmesine her zaman zemin
hazırlanmıştır.
Bu talihsizliğe destek veren her ferdin büyük tarih ihaneti
içerisinde olduğu gerçeği ile, zaman içerisinde Türk milletini oluşturan her
ferdin ödemiş olduğu vergilerle de, Türk milletini geleceğe taşımayan yabancı
eserlerin restorasyonu ve tamiratı yapılmaktadır.
Kendi öz kimliğimizin ihanet vebalini bir bir bize ödeterek,
bu vebale bizleri de ortak ediyorlar.
Ödediğimiz her kuruşun bize geri döneceği takip edilmesi
gereken bir husus olduğunu, bilgilerimizden uzak tutmamamız gerektiğini
belirtirken, her Türk vatandaşının bu çirkin ve yakışıksız hadiselere daima set
oluşturması vatanperverliğin göstergesi olacaktır.
Trabzon bu vebal ve sorumluluktan ilk sıralarda yer alırken,
Türk eserlerinin içler acısı durumu hep gözden uzak tutulmaya çalışılmaktadır.
Turizm adına, turist döviz bırakacak diye yaptığımız yabancı
eserlerin onarımı, gelecekte bizleri değişik şekilde değerlendirmeye zemin
bırakacaktır.
Turizimden, Trabzon'a geleceğini iddia ettiğimiz ve gelip
kasamıza girdiğini zannettiğimiz paraların, kasaya falan girdiği gerçekten
uzaktır. İkinci bir tespit ise, Trabzon'a gelip döviz bırakıldığı varsayılan
meblağın beşyüz katı, Trabzon'da bulunan kamu kurum ve kuruluşların yapmış
olduğu israfın ölçeğidir.
Yani, ihanete ortak edilen biz vatandaşlar, misyoner
tuzağına düşen toplumumuzu, bu olumsuz ortamdan kurtaralım, aksine sahip
çıkacağımız değer bulamayız.