SON DAKİKA
SON DAKİKA


Beyinyiyen…beyinsizler!
10.02.2022

“Denizüzümü“ adı verilen küçük bir yumuşakça vardır. Yaşamının ilk döneminde denizin içerisinde ortalık yerlerde yüzer. Sonunda kendisine kaya midyesi gibi tutunacak bir yer bulur ve oraya tutunur. Bir yere tutunduğunda yaptığı ilk şey, beslenmek amacıyla beynini emmeye başlamaktır. Neden mi? Çünkü yaşamını sürdürmek için bulduğu yerden sonra artık beyne ihtiyacı yoktur. Beyni, ona tutunacağı yeri belirleme ve o yerde yaşamasına uygun ortam yaratmıştır ve görevini tamamlamıştır.

Bu aşamadan sonra yok olana kadar tutunduğu kayadan ayrılmaz ve doğal olarak da beyne ihtiyacı kalmaz… Deniz üzümünden alınacak ders, beynin düşünme, arama ve karar vermede kullanılıyor olduğudur…” (Eagleman ve Brandt) Denizüzümü’nü okurken aklınızdan neler geçti? Sonuçta insan doğanın bir parçasıdır ve birilerinin kendini bu hikayede bulması doğaldır. Hikayede ne var söyleyeyim; Yaşam amacı sadece nefes alıp vermek olanlar ile yaşamlarını birilerine tutunarak ve birilerinin menfaatine hizmet ederek sürdürenlerin düşünmeyle ilgili serüvenleri… Her iki kesim de, tutundukları yerde kalmak adına, birçok şeyden vazgeçer ve menfaatlerini putlaştırırlar…  Dolayısıyla düşünmeyi de putlarına bırakırlar.

Halbuki DÜŞÜNMEK hayati ve insani en önemli eylemlerden biridir. Muhakeme, önsezi, öngörü, feraset ve basiret gibi vasıflar beynin ürünü, düşünceyle yakın ilişkisi olan kavramlardır. Beyninizi istediğiniz kadar sağlıklı besin ve vitaminlerle desteklemeye çalışın, asıl işlevini yerine getirmekten vaz geçtiği gün, köleleşmeye, kendi kendini yok etmeye ve yemeğe başlayacaktır. İnsan yaşama karşı mücadelesini ve görevini düşünerek gerçekleştirir çünkü… Yenilikler ve topluma dair sorunların çözümleri; özgürce düşünebilen ve kendi olabilen insanlar tarafından gerçekleşir. Bu insanlar okur, araştırır, gözlem yapar, gelişime açıktırlar… Her kalıba sığmazlar… Kendi kabiliyetinin farkındadırlar. Başka fikirlere ihtiyaç ve ilgi duyarlar. Bilirler ki eylem insanı ve kendi olmak, bir düşünce yolculuğu ister. Sorumluluklarınızdan uzaklaşmışsanız… Başkalarının kararları sizin kararlarınız olmuşsa…

Farklı fikirler sizi rahatsız ediyorsa… Toplumsal sorunlara duyarlılığınızı kaybetmiş ve olup biteni anlamaya çalışmıyorsanız…Makam ve parayı yaşamınızın durağı ve gayesi olarak görüyorsanız artık bir beyne de ihtiyacınız yok demektir. Tutunduğunuz paraya, mevkiye, düzene ve siyasi partiye itaat ve hizmet size yetecektir. Sonuçta; düşünme ve sorgulama yetisini bir kişiye, paraya ya da bir gruba teslim etmiş insanlara tek seçenek sunulacaktır. “Bulunduğun yeri ve sana sağladığımız avantajları kaybetmemek ve de yaşamını aynı şekilde devam ettirmek istiyorsan, bize biat et, beynini devreden çıkar.” Sonuç olarak; düşünen ve kendi olan insan özgürlüğe ve üretmeye yönelir.

Yaşamını, bir yerlere ya da birilerine tutunarak değil, kendi fikirlerine, emeğine ve becerisine göre oluşturur. Hak etmediği şeyler karşısında, vicdanı devreye girer ki, mutsuz ve huzursuz olur. Onun için düşünen insanın ahlaki ve zihinsel bir özgünlüğü vardır. Toplumlar her zaman cesur, öz değerlerine sahip çıkmasını bilen  ve özgürce fikirler üreten… ekmeğini taştan çıkarırken, bu taşa tapınmayan insanların emeğiyle düze çıkmıştır. Bizlerde ideallerimizi, düşlerimizi ve kararlarımızı kimselere köle ve yem etmeyelim. Denizüzümü gibi olmayalım, Mankurtlaşmayalım.

© 2020 www.karadenizgazete.com.tr | Karadeniz Gazetesi bir Güçlü Ticari Ve Sınai Ürünler Pazarlama Ticaret Ve Sanayi Anonim Şirketi ‘dir.

Giriş Yap