SON DAKİKA
SON DAKİKA


Davamız, 'Vicdani, insani ve milli' olmak!...
2.03.2020

 
Başarının sırrı her şeyden önce hazırlıktır… İnsanın bir şeyi elde etmesinin en önemli yolu planlı olmasıdır. Neyle mücadele edeceğinizi, neye rağmen başarılı olunabileceğini önceden görebilmeniz gerekir. Hele de bu bir ülke meselesi ise.

”Savaşın beş kuralı vardır: Ölçme, değerlendirme, hesaplama, kıyaslama ve zafer.”

Karşınızda ki düşmanın emellerini ve kuvvetini bilmemiz yetmez. Kendi gücümüzü ve tarihte nelerle karşılaştığımızı ve yerimizi de iyi bileceğiz.

Rusya’nın göz göre göre, askerlerimizi hedef alması böyle bir plansızlığın ve bilinmezliğin neticesidir. İdlib’de veya Suriye’de tek muhatabımız Rusya iken, bu muhatabı tanımadan, Rusların hegemonik devlet geleneğini göz ardı ederek yürümek çok büyük bir eksikliktir. Saldır ve daha sonra ateşkes çağrısında bulun. Tam da Rus’un savaş tarihine yakışan bir tavır.

Bugün Rusya’nın Ortadoğu’da yeni hegemonik güç olma sevdasını ve Suriye konusunda ki ısrarını iyi anlamak lazımdır.

Suriye savaşını kullanarak Ortadoğu bölgesinde etkin hale gelmesi Rusya’yı, İran’a ve Mısır rejimine yaklaştırmış, büyük silah antlaşmaları ile bölgeyle bağlarını kuvvetlendirmiştir. Amerika’nın yaklaşan seçimler yüzünden

Suriye’den uzak durması ve belirsiz politikaları Rusya’nın önünü daha da açmıştır.

Geç kalınmışlık sadece Rusya’nın tavrını bilememek konusunda değil. Nato dâhil, dünya kamuoyundan yeterince destek alınamıyor olunması ve Türkiye’nin hangi şartlardan dolayı Suriye’de olduğunu “Sınırımızda makul bir güvenli bölge kurma amacımızı da” anlatamamış olmamız da başka bir geç kalınmışlıktır.

”Sonuçta, düşmanı ve kendinizi iyi biliyorsanız, yüzlerce savaşa bile girseniz sonuçtan emin olabilirsiniz. Kendinizi bilip, düşmanı bilmiyorsanız, kazanacağınız her zafere karşın yenilgiyle de tanışabilirsiniz.”

Bu noktadan sonra Türkiye, dost arama sevdasından vazgeçmelidir. Planlı ve ülke menfaatleri doğrultusunda yürüyerek ancak olumlu netice elde edebiliriz.

Diğer bir korkum sığınmacılar konusunda. Övünerek ev sahipliği yaptığımız Suriyeli ve diğer göçmenlerin gitmesi için açtığımız kapılar yarın başımıza iş açmaz umarım!.. Mağdurken suçlu durumuna düşmeyiz inşallah.

Bugünden itibaren mağduriyetimizi daha açık dille anlatmalı ve asla ger adım atmamalıyız. Bu sınır güvenliğimiz kadar önemli bir konu.

Sonuçta, Türk Milleti haklı davasının sonuna kadar arkasında yeter ki, Suriye ve İdlib konusunda stratejik, planlı, kararlı “vicdanî, insanî ve MİLLİ” bir mücadele örneği verilsin.

Atatürk’ün dediği gibi, “Türk milleti, kendisi için, kendi geleceği ve kurtuluşu için çalışan girişimcileri, kurulları güçlükler karşısında bırakmayacak kadar yüksek vatanseverlik ve yüksek şeref duygularıyla donanmıştır." Yeter ki size inansın.

​​​​​​​
 

 

© 2020 www.karadenizgazete.com.tr | Karadeniz Gazetesi bir Güçlü Ticari Ve Sınai Ürünler Pazarlama Ticaret Ve Sanayi Anonim Şirketi ‘dir.

Giriş Yap