Ülkemizin sigara serüveni ve yasakları
oldukça eski, siyasetin iki dudağı arasında hep gidip gelmiş…
İlk 1940'lı yıllarda tramvay ve vapur gibi
toplu taşıma araçlarında yasaklanmış. 1990 yılında ise insanların toplu halde
bulunduğu kapalı mekânların tamamında sigara yasağına ilişkin ilk yasal
düzenlemesi yapılmış.
Restoran, bar ve kıraathane gibi yerlerde sigara
kullanımını sınırlayan en geniş kapsamlı yasaklama ise 2009 yılında yürürlüğe
girmiş. Son
10 yıl içerisinde çıkarılan yasalarla yasağın kapsamı genişletilmiş lakin
sigara tüketiminde yeterince denetim ve bilinç olmadığı için, yasaklar sadece
yerelde ve resmi kurumlarında kalmış.
İlk
genel yasa denemesi...
Türkiye'de kapalı yerlerde sigara
içilmesinin yasaklanmasına ilişkin ilk genel yasal düzenleme girişimi 1986
yılında yapılıyor. Sigara içmeyenlerin sağlıklı yaşama haklarının korunması amacıyla
kamuya ait kapalı mekanlarda ve toplu taşıma araçlarının tamamında sigara
kullanımına yasak getiriliyor. Ancak bu teklif, yasalaşmıyor.
Aynı yıl içerisinde tütün piyasasıyla
ilgili çok önemli bir gelişme yaşanıyor. Bakanlar Kurulu, sigarada devlet
tekelini kaldıran değişikliği onaylıyor.. Ve böylece yerli ve yabancı özel
şirketlerin sigara üretimi alanına girmesine izin veriliyor.
Özellikle ABD'li olmak üzere çok sayıda
yabancı şirket ilerleyen dönemlerde Türkiye pazarına üretici ve satıcı olarak
giriyor.
1986
yılında gerek iş dünyasında gerekse de siyasette sigara karşıtı
kampanyaların arttığı görülüyor.
Yürütülen kampanya kapsamında
1989 yılında yeni bir yasa tasarısı hazırlanıyor. Geniş kapsamlı bir yasaklar
öngörülüyor. .
Tasarının yasalaşma sürecinin başlamasıyla
birlikte içeriğinde “resmi kurum ve kuruluşlarda sigara yasağının tasarıdan
çıkartılması gibi önemli değişiklikler yapılıyor. Bu yasa, 1990 yılının
sonlarında Genel Kurul tarafından kabul edilse de, özellikle kısa bir süre önce
sigara pazarına yatırım yaparak Türkiye'ye giren yabancı şirketlerin olumsuz
etkileneceği düşünülerek dönemin Cumhurbaşkanı Turgut Özal tarafından veto
ediliyor.
Özal, veto gerekçesini "mühim olan bu konuda
insanların özgürce karar vermesi" şeklinde ifade ediyor… Özgürlüğün aslında kimlere verildiği,
böylece Türkiye’nin tütün alanında batıya nasıl bir pazar olduğu açıkça
görülüyor.
Kıymetli okurlarım böylesi önemli bir
konunun toplum sağlığı içinde işlenmesi gerekirken, özgürlüklerin tartışıldığı bir siyasi alana
taşınarak hafife alınması büyük sağlıksızlık.
Beklerdim ki konu, siyasetçilerin iki
dudağı arasından çıkıp, toplum örgütleri, sağlıkçılar ve uzmanları tarafından
da dillendirilsin, içenlerin olduğu kadar içmeyenlerin de, yaşam ve nefes alma
özgürlükleri ortaya getirilsin.
Toplumun ve insanların sağlıklı olma
halinin korunması ve sağlıklı yaşamın geliştirilmesi adına kampanyalar
yapılsın.
İnsanlar sorumlulukları ve nasıl sağlıklı
olabilecekleri konusunda bilinçlendirilirse ancak yasakların uygulanabilirliği
artacaktır.
Bütün sivil toplum örgütleri ve eğitim
kurumları işbirliği içinde, yasaklara uyalım kampanyasına bir an evvel
başlamalıdır. Bu konu siyasetin yap boz tahtası olamayacak, iki dudağı arasına
bırakılamayacak kadar önemli.
Türkiye, sigara alışkanlığı nedeniyle
günde 200-250 yurttaşını kaybediyor. Bunu
da buraya yazalım. Belki bu özgürlüğün neye mal olduğunu daha iyi anlamamıza yarar.
Dumansız İyi keyifler…