Rusya’nın Ukrayna’yı işgalinde Türkiye, hem Rusya ile
ilişkilerini korumak hem de Ukrayna’nın toprak bütünlüğünü desteklemek
zorunda…
Karadeniz bölgesinin istikrarı ve ticari ilişkilerimiz ve
de Türkiye’nin milli çıkarları Ukrayna meselesinde aklımızla yürümemiz
gerektiğini söylüyor.
Bütün askeri klasiklerin atası olarak bilinen
ve Batı’da da en önemli strateji eserlerinden biri olarak kabul edilen Sun Zi
“Savaş Sanatı” kitabında diyor ki ;
Karşındaki…”dirençliyse ona göre hazırlan, güçlüyse ondan
sakın…”
“Harekete geçmeden düşün, tasarla", "Koşullar
ne kadar lehinize olsa yeni durumlara göre planlarınızda zaman, zaman
değişiklikler yapmakta fayda olacağını sakın unutmayın.”
“Karşısındakini ve kendini bilen hiçbir savaşta
tehlikeye düşmez; karşısındakini bilmeyen, sadece kendini bilen bir kazanır,
bir kaybeder; karşısındakini de, kendini de bilmeyen her savaşta mutlaka
tehlikeye düşer…”
Bu savaşın bize anlattıkları;
Zamanında alınmayan tedbirler sonunda daha büyük acılar
yaşamamıza neden olacaktır.
Dünyada olup biten her şeye Türkiye’den
bakmalı… Ülke çıkarlarını bütün üyeliklerin üstünde
tutmalı.
Savaşı milli akılla yorumlamalı… Milli iradenin tek
tarafı vardır o da ülke çıkarları.
Doğru stratejiler üretmeli… Önümüze çıkacak fırsatları
değerlendirmek için özgür düşünmeli.
Savaşla ilgili yorumlar siyasi taraftarlık üzerinden
yapılmamalı… Geniş düşünmeli.
Şımarıklık ve kibir ülke siyasetinde en tehlikeli duygudur… Duyguların
bizi yanlış yönlendirmesine müsaade etmemeli.
Dünya yeni bir düzene
geçerken...
Yeni paylaşımlar yapılırken; menfaatler artık kutuplar
üzerinden değil, komşuluk ilişkileri, ticari alışverişler ve gruplar üzerinden
tanımlanıyor. Siyasetini milli çizgiler dışında
geliştirenlerin, ülkesi ve ilkesi adına elde edeceği hiçbir şey
yoktur. Çünkü belli bir hedefi ve ülküsü olmayan her siyaset
çöplüktür. Güçlü bir Türkiye hedefleyerek ivedilikle AYAĞA
KALKMALIYIZ…
Bunun için; ekonomide yaşanan olumsuzluklar
giderilmeli… Şeffaflık, hesap verebilirlik ve güven ortamı
sağlanmalı… Artan nüfusun gıda ihtiyacının karşılanması için üretim
ekonomisine ağırlık verilmeli… Tarımsal ürünlerde yeterlik düzeyi
yükseltilmeli... Tarım politikalarımızı AB ortak tarım politikalarına uyum
sağlayacak şekilde entegre etmekten vazgeçilmeli… Kendine
yeterliliğin olmazsa olmazı; üretim araçlarını üreten büyük sanayiyi
kurmaktır.
Emperyalist yapının kuyruğundan tutmayı bırakmalı…
Jeopolitik yapımızın gücünü iyi kullanmalı… Suriyeliler meselesini sorunlar
yumağı haline gelmeden bir an evvel çözmeliyiz
Türkiye bugün, gerek Rusya ve Ukrayna
ile olan ticari ve siyasi ilişkileri gerekse bir NATO üyesi olarak Batı ile
ilişkilerinden dolayı bölgedeki krizde kilit aktör konumundadır… Aktif
diplomasi izleyerek çatışmaya dönüşen krizi yatıştırmaya
başarabilir. Dolayısıyla yeni durum Türkiye'nin de içerisinde
bulunduğu birçok dinamiği dönüştürerek bazı fırsatlar yaratabilir… Türkiye
bu fırsatları iyi değerlendirirse bölgesel bir güç olabilir. Şu
saate kadar iktidar taraflar arasında denge politikası sürdürerek, çok
doğru adımlar attı… Umarım bu politikamızı akıllıca sürdürmeye devam
ederiz.
Bu hem iç barış hem de dış barış için önemli.