Trabzon üzerinden bilinçli veya bilinçsiz bir şekilde küstahça Pontus göndermeleri yapılması bütün Trabzonlular olarak halkın büyük tepkisini almaya devam ediyor…
Öyle bir hal ki bir anda ülke gündemine “PONTUS” kelimesi oturtuldu…
Para verseler
bundan iyi reklam yapamazdılar!
Acı ama
gerçek bu…
Bu topraklar
her zaman Türk vatanı oldu..
Bu topraklarda hiçbir zaman Pontus
çoğunluk olamadı…
Tarihe iyi bakıldığı ve iyi araştırma
yapıldığı zaman Rumlar Türklerin ancak 10’da biri olmuş!..
O nedenle Pontus
nedir? noktasında tarihi iyi okumak gerekir…
Uzun bir
hikaye ama Samsun 19 Mayıs Üniversitesinin
araştırması ile iki günlük bir yazı dizisi ile “Pontus” nedir sizlere anlatmak istedik..
Başlayalım…
***
Türkiye
toprakları üzerinde ilk Pontus örgütlenmesi, İnebolu’da, halkın Manastır adını
verdiği bir tepede, Rum asıllı ABD’li papaz olan Klematios tarafından
gerçekleştirilmişti.
Pontus
Derneği ise, 1904 yılında Merzifon Amerikan Koleji’nde gizli olarak kurulmuş ve
onu, 1908′de Samsun’daki Yasal Savunma ve daha sonra Kutsal Anadolu Rum
Dernekleri izlemiştir.
Böylece
Pontus örgütlenmesi genişlemiş ve Batum’dan İnebolu’ya kadar olan bütün
Karadeniz Bölgesi’nde bir çok şubeler açılmıştır. Rum-Pontus Derneği; Birinci
Dünya Savaşı ve ardındaki yıllarda Karadeniz Bölgesi’nde bir çok etkinlikte
bulunacak ve geniş çapta Türk soykırımına neden olacaktır.
Yasal Savunma
Derneği, bütün Anadolu’yu içine alan silahlanmış bir örgüt meydana getirmekle
görevliydi.
Bu derneğin Samsun Metropolithanesi’nde elde edilen tüzüğüne göre:Ünye, Fatsa, Kırşehir, Kavak, İnebolu, Havza, Çarşamba, Bafra, Sinop, Kayseri, Ürgüp ve Tokat’ta şubeleri vardı.
Yaşı 20′nin üstünde olan her erkeğe silah dağıtılmıştı.
Kutsal Anadolu Rum Derneği, bu derneğe para toplamak, örgüte girmeyen veya yardım etmeyenleri korkutmak ve yurt dışı ile haberleşmede bulunmak amacıyla kurulmuştu.
1908 Devrimi’nin hemen ardından Amasya Metropoliti Germanos tarafından ilk silahlı milis örgütü kurulmuştur.
Pontus Derneği 1909 yılında Trabzon Metropoliti aracılığıyla Atina’daki Küçük Asya Derneği’nin yönetimi altına girmiş ve bu dernek, yayınladığı Pontus adlı bir kitapçık ile programını belirlemiştir.
Birinci Dünya Savaşı’na kadar Pontus-Rum Devleti’nin kurulması bir düşünce konumunda iken, savaşın çıkışıyla birlikte uygulamaya başlanmıştır.
Daha savaş öncesinde İtilaf Devletleri,
Trabzon’da Pontusçuların lideri Metropolid Hrisantos ile anlaşarak, Türkiye’nin
içeriden çökertilmesi için anlaşmaya varmışlardı…
Bu düşünce
ile Türk orduları cephelerde savaşırken, bir yandan düşmana casusluk
yapmışlar, diğer yandan bölge Rumları’na silah dağıtmışlardır. Bunun için de,
Kafkasya’daki Rum tüccarlar ve Batum’da oluşturulan bir komite aracılığı ile
Trabzon ve Samsun’a gizlice gönderilmiştir.
Savaş sırasında seferberlik
emrine uymayan Rumlar, firar ederek Rum Çeteleri’ne katılmışlar ve Türk
jandarması ile çatışmalara girmişlerdir. Türk ahaliye karşı çalışan bu
çetelerin amaçları:
1) Halkı korkutmak,
2) Nüfusu azaltmak,
3) Köyleri yakıp yıkmak,
4) Hükümeti zayıf düşürmek,
5) Orduyu zayıflatmak,
6) Düşmana destek sağlamak,
7) Bölgede Rum varlığını kanıtlamak,
8-Pontus emellerini gerçekleştirmektir.
Birinci Dünya
Savaşı’nın ilk önemli Rum Çetesi Bafra’da ortaya çıkmıştır.
Bu Rum
çetesinin ilk faaliyeti, Kasnakçı Mermer köyünden iki Türk’ü diri diri yakmak
suretiyle olmuştur. Bunun ardından bir Türk köyü olan Çağşur’u yakmışlar ve
halkını da çocuk, yaşlı, kadın demeden öldürmüşlerdir. Rum çetelerin yardımıyla
Ruslar, 1916′da Trabzon’u ve Doğu Karadeniz’i işgal ettiler. Ruslarla işbirliği
yapan Rumlar, Belediye Meclisi’nin tamamen Rumlardan oluşmasını sağladılar. Rus
işgali ile çevredeki Türk köylerine Pontusçuların baskını, artarak devam
etmiştir…
Pontus
faaliyetleri, daha sonra Rusya, Yunanistan, Avrupa ve Amerika’da da hızlanmış
ve uluslararası bir boyut kazanmıştır. Örneğin 5 Mayıs 1917′de Tiflis’te “Yunanistan Kafkaslar Kongresi”
yapılmıştır. Bir başka konferans, Karadeniz kıyı şehirlerinde yaşayan Rumların
temsilcileri ile 1917 Ekim ayı Ortalarında Atina’da yapılmıştır.
Bundan amaç,
Sovyetlerin desteği ile yaratılan olumlu havadan yararlanarak, Karadeniz
kıyısında yaşayan bütün Rumları, bağımsız bir devlet altında birleştirmekti.
Yine 1917′de
Paris’te “Pontus Milli Merkezi” kurulmuş,
ayrıca ABD’de aynı amaçla özel bir komite oluşturulmuştur. Eylül 1917
tarihinden itibaren de Paris’te Fransızca olarak “Journal, Des Hellenes” ve “Mediterranee
Orientale”, Londra’da “Esperia”
ve Atina’da yayınlanan çeşitli gazete ve bültenlerle, yoğun bir propaganda
başlatılmıştır.
Hatta bu
sırada Batum’da, aslen Rum olan Rus subaylarından General Anonya’nın
başkanlığında bir Rum tümeni kurulmuştur. Bu tümenin sayısı, 12.000 kişiye
yükselmiş ve 50.000′e çıkarılması için hazırlıklar yapılmıştır.
Fakat 1917 Bolşevik Devrimi üzerine bu
tümen dağıtılmıştır.
Yalnız arta kalanları Türkiye’ye geçerek,
yurt içindeki çetelerin kumandasını üstlenmiştir. Batum’daki bu Pontus
faaliyetleri daha sonra Pontus Milli Meclisi’nin kurulmasıyla sonuçlanmıştır.
Pont Ökzen ve çevresi halkından oluşup; ABD, İsviçre, İngiltere,
Yunanistan, Mısır ve diğer ülkelerdeki temsilcilerin katılmasıyla Marsilya’da
bir kongre düzenlendi.
Temmuz 1918′de Pontus’un bağımsızlığının
ve Birinci Dünya Savaşı’nda Kafkaslara giden Rumların eski vatanlarına dönme
arzularının dile getirildiği bir başka Pontus Kongresi de Baku’de toplanmıştır.
Sonunda Ekim 1918′de ve Batum’da, Pontus Ulusal Merkezi kurulmuştur.
Sonuç olarak Mondros Antlaşması
imzalandığı zaman, Türkiye dışındaki Pontus organizasyonu büyük oranda
tamamlanmıştır. Mondros Antlaşması’ndan önce Pontus Sorunu ile ilgili en önemli
kongre; 4 şubat 1918′de Konstantin Konstantinides
tarafından Marsilya’da yapılmıştır.
Konstantinides kongrede yaptığı konuşmada,
Pontusçuların özgürlüklerine kavuşmak için çaba harcadığını belirtmiş ve
onların faaliyetlerini, propaganda araçlarını, Pontus Devleti’nin sınırlarını,
tarihsel geçmişini ve hatta, Pontus Bölgesi’nin Türk ve Hıristiyan halkının
nüfusunu da vermiştir.
1918
Kasım’ında Pontus’un ulusal istekleri konusunda büyük devletlere verilen
notada, sınırlar şöyle belirtiliyordu: “Doğuda Batum, güneyde Ermenistan ve
batıda Sinop’un batısına kadar uzanan muhteşem Pontus Eyaleti. Bu eyalet,
ulusların kendi geleceklerini belirleme ilkelerine dayanacak, müttefik
kuvvetler ve ABD, eski Trabzon İmparatorluğu’nu yeniden kuracak ve özerk bir
cumhuriyet konumuna getirilecektir…
***
Sözde Pontus
devleti kurma girişimleri böyle bir süreç yaşıyordu…
Peki
sonrasında neler oldu?
YARIN DEVAM EDECEĞİZ …
Karadeniz
Bölgesi; hem Pontus Krallığı ve hem de Trabzon Rum İmparatorluğu’ndan daha uzun
bir süredir, Türk egemenliğindedir ve onun da ötesinde “Türk Yurdu”dur. Bu
durum, 540 yıl gibi uzun bir dönemde, Karadeniz Bölgesi’ne damgasını vuran
tarihi eserlere bakılırsa, daha iyi anlaşılacaktır.