Malum olduğu üzere fareler kedilerden korkarlar, hep bu
korku ve endişe içinde yaşarlar. Hep böyle kedi korkusundan daima bir endişe
içinde olan bir fare, ünlü bir büyücüye giderek kendisine yardımcı olmasını
ister. Büyücü hemen işe koyulur ve fareyi kediye dönüştürür. Fare, kedi
olmaktan mutlu olacağı yerde, bu kez köpekten korkmaya başlar.
Büyücü bu kez onu bir
kaplana dönüştürür. Kaplan olan fare, sevineceği yerde bu defa avcıdan korkmaya
başlar. Büyücü bakar ki ne yaparsa yapsın farenin korkusunu yenmeye imkan yok.
Onu tekrar eski haline dönüştürür ve der ki; “Aslı hu, Nesli hu... Sen cesareti
olmayan korkak birisin. Seni ne yaparsak yapalım, sende sadece bir farenin
yüreği var. Onun için ben sana yardım edemem…”
Sevgili okurlarımız, William Şhakespeare’in bu konu ile
ilgili tespitleri de şöyledir: İnsanların çoğu sevmekten korkuyor, kaybetmekten
korktuğu için... Düşünmekten korkuyor, sorumluluk getireceği için…Konuşmaktan
korkuyor, eleştirilmekten korktuğu için…Yaşlanmaktan korkuyor, gençliğin
kıymetini bilmediği için… Unutulmaktan korkuyor, dünyaya iyi bir şey vermediği
için.
BİR (DERS) DE BİZİM TEMEL’DEN
Küçük Temel, baba Temel’e sorar:
- Baba, sarhoş nedir?
Baba Temel cevap verir:
- Şu karşıda dört ağaç görüyorsun ya… Onu sekiz tane gören
sarhoştur.
Küçük Temel:
- Ama baba, orada iki ağaç var.