SON DAKİKA
SON DAKİKA


Dini anlayamayanlar
16.10.2020

        “Dinlerini parça parça edip, grup grup olanlar var ya, senin onlarla hiçbir ilişkin yoktur. Onların işi, Allah’a kalmıştır. Sonra Allah, onlara yaptıklarını haber verecektir…” (En’am,159)

        İnsan düşüncesi ile ilahi vahiy arasında en temel farklardan biri, insan düşüncesinin tartışmaya, münakaşaya ve çatışmaya yol açıyor olmasıdır. Tartışma ve karşı çıkma gibi davranışlar insan düşüncesinin doğasında vardır. Zira insanın, bir meseleyi her yönüyle ve bütün meseleleri derinlemesine görmesi, yakalaması, anlaması ve anlatması mümkün değildir. Eksik kalan her şeyin alternatifi olacaktır. İnsan düşüncesi eksik olduğu için, geçici, eskiyici ve değerinden kaybedici bir özelliği beraberinde taşımaktadır…

     Eğer, insan düşüncesinin ürünleri böylesine özelliklere sahip olmasaydı, eğer insanlar tam ve sonuna kadar kalıcı fikirler üretseydi, dine ihtiyaç olmayacaktı. O zaman insanın ürettiği düşünceler, dinin vazifesini görecekti. İnsan düşüncesi bu yapıda olmadığı için, eksik kalan yönleri, Yüce Allah diniyle tamamlamıştır. Bu eksiklikleri tamamlayan, insana rehberlik eden ve objektif, yani tarafsız bir bakış ve hüküm ortamı yaratan kutsal kitaplar göndermiştir. İşte kutsal kitapların bize sunduğu esasların tümüne din diyoruz…

     İslam dininin, ya da bu dinin ana kaynağı Kuran’ın temel özelliği tevhide, yani birliğe götürüyor olmasıdır. (Bu cümleye lütfen dikkat ediniz ve ona göre hareket ediniz, ayrımcılığa zemin hazırlamayınız…) Kuran’ın ve onun bize sunduğu din, bir bütündür, asla parçalanamaz. Zira parçalara  ayrılan bir bütün, tevhide götüremez ve insanları birleştiremez…

    Lütfen dikkat ediniz! Müslümanlara düşen ilk ve en önemli görev, dini, insan düşüncesiyle karıştırmamak ve ondaki bütünlüğü bozmamaktır. Beşeri düşünce ile dini ayırmak bizlerin en önemli vazifesidir. Aksi takdirde, “ayette yer alan, dinlerini parça parça yaptılar…” grubuna dahil oluruz. Dinlerini parça parça yapanların Hz. Peygamberle hiçbir alakalarının olamayacağına işaret eden ayet, farklı gruplara ayrılıp dini kendilerine mal etmenin ne denli kötü olduğunu dile getirmektedir. İslam gelmeden önceki toplumlar, dinlerini parçaladılar ve dini din olmaktan çıkarmışlardır. Hz.Muhammed’in ümmetindenim diyenler, onun sünnetini paylaşanlar asla tefrikaya düşmezler..

      Din hiçbir grubun malı değildir. Dinimiz tüm insanlığın malıdır. Gerçekten İslam dinine inanan, bağlanan ve onu yaşamaya çalışanlar, gönüllerini insanlığa açanlardır. Çünkü Kur’an, insanların gönüllerini, beyinlerini ve kollarını açmaya çalışan büyük düşünen, insanlığın dertlerini dert edinen bir seviyede olmalarını hedef almaktadır… Din hakkında gelişigüzel fetva vermek ve fikir beyan etmek, tefrikaya yol açar. Lütfen dikkat!

© 2020 www.karadenizgazete.com.tr | Karadeniz Gazetesi bir Güçlü Ticari Ve Sınai Ürünler Pazarlama Ticaret Ve Sanayi Anonim Şirketi ‘dir.

Giriş Yap