Hikmetle ve güzel öğütle Rabbinin yoluna çağır ve onlarla en güzel biçimde mücadele et. Şüphesiz Rabbin, yolundan sapanları ve yola gelenleri en iyi bilendir...” (Nahl,125)
Görülüyor ki; bu ayet, Allah yoluna davet eden herkese, özellikle de din adamlarına davet metodunu öğretmektedir. İslam’a davetin gelişigüzel olamayacağına, bazı esasları dikkate alarak yapılması gerektiğine işaret etmektedir. Bir Müslümanın, Müslüman olmayanı ilahi yola çağırırken nasıl bir plan takip edeceğini çizen bu ayet, öncelikle davetin Allah yolunda yapılmasını şart koşmaktadır. Din adamı veya herhangi bir Müslüman, “Davet yapıyorum” diye insanları kendi fikirlerine, kendi sistemine ve yaşayışına çağıramayacağını göstermek için ayette “Rabbinin yoluna” ifadesi yer almaktadır...
Değerli okuyucularımız; bilgisiz ve hikmetsiz, kaba ve taassupla hareket etmenin, davette hiçbir yararı olmaz.(Bu durum sadece din konusuyla kaim değildir, her konuda bu durumlara dikkat edilmelidir)... Yumuşak davranmak insanları yumuşatır ve onların ilahi yola gelmelerini temin eder, bir araya gelmesini sağlar...
Peygamberimiz her zaman merhametli, nazik, şefkatli ve yumuşak davranırdı. Bu tür davranış, ahlaki olgunluğun doruğunu teşkil etmektedir. Kendisine karşı suç işleyenlere, katı ve dengesiz davrananlara misliyle mukabele etseydi, insanlar etrafında toplanmazdı, davetinin boyutları o kadar geniş olmazdı. Yufka yürekli ve nazik davranma İslam davetinin ön şartıdır...
İnsanların kalplerini kaynaştıracak ve onlar arasında birliği temin edecek kadar nazik, kibar, yumuşak ve şefkatli davranmak, ancak ilahi bir rahmet neticesinde kazanılacak yüce bir ahlak seviyesidir. İnsanlar sevgiye, yumuşaklığa, merhamete ve müsamahakar davranılmaya daima muhtaçtırlar. Bunların olmadığı insan ilişkileri donuk, ruhsuz, bereketsiz ve ham davranışlar olarak ortaya çıkar.
Giriş Yap
Üye Ol
