Değerli meslektaşrım, sevgili öğretmenler;milletimizin
özlemlerini ve insanlığın en yüce değerlerini kafalarda ve kalplerde
yeşertecek,olgunlaştıracak bir mesleğin erbabısınız.Toplumun sadece zekası
değil gönülleri ve vicdanları da öğretmenin daima doğru ve gerçekçi telkinleri
doğrultusunda şekillenecektir.Medeniyetler öğretmenlerle kurulur.
Millet olarak,devlet olarak şu gerçeği asla unutmamak
gerekir ki; öğretmene değer verildiği,öğretmenin hürmet gördüğü toplumlarda
insanlar daha mesut ve daha faziletlidir.Çünkü öğretmenlik insanlık tarihinin
en güzide ve en yüce mesleğidir.
Öğretmen,kendi uhdesinde taşıdığı öğretmen (öğretici)
ünvanının icabı,her halükarda ve her zaman iyiyi,doğruyu,güzeli,ideali
aşılayan,dolayısıyla kendisini bu değerlerin sembolü olarak toplumdaki yerini
almalıdır.Öğretmenin sorumluluğu sadece okuldaki göreviyle sınırlı
değildir.Yaşadığı topluma karşı da sorumludur.Bir başka şekilde ifade etmek
gerekirse öğretmen;kökten çıkan filizlere olduğu kadar,o filizlerin köklerine
karşı da kendisini sorumlu hissetmeli,sorumlu saymalıdır.
Öğretmen;toplumun ruhunu karamsarlıktan ,ümitsizlikten
kurtaracak,bocaladığı zamanlarda onları aydınlık yollara
çekebilecek,avutacak,sevgi,dostluk ve barış duyguları aşılayacaktır.Yaşadığı
toplumda çeşitli konularda her söylenene ve sorunlara kafa sallayan
değil,söylene ve dile getirilen sözler
ve konular üzerinde,yanlış ve yanıltıcı olanları gördüğünde,gerçeği ve doğruyu
anlatabilme bilgi ve kültürüne sahip olup,kafa sallatan bir konumda
olmalıdır.Kısacası öğretmen,her konuda kafa sallayan değil,kafa sallatan
olmalıdır.Zira öğretmen söz ve davranışlarıyla,öğütleriyle yalnız öğrencilerine
değil,tüm topluma hitap edebilecek bilgi,beceri ve kültüre sahiptir,öyle olmak
zorundadır,kendisini öyle yetiştirmelidir.
Değerli öğretmenler, Lütfen dikkat buyurunuz; “Yalnız siz
irfan ordusu mensupları,sizlere mensup olduğunuz ordunun değer ve yüceliğini
anlatmak için şunu söyleyeyim ki, sizler ölen ve öldüren birinci orduya,niçin
öldüğünü öğreten bir orduya mensupsunuz.”(ATATÜRK)