Bakara 185… Ramazan ayı o aydır ki, insanlara hidayet olan, hak ve batılı ayıran, apaçık deliller olan Kur’an, onda inmiştir. O halde sizden her kim bu aya erişirse, o ayda oruç tutsun. Kim de hasta veya yolculuk halindeyse, tutmadığı günlerin sayısı kadar kaza etsin. Allah size kolaylık diler, zorluk dilemez…

Değerli okuyucularımız, malum olduğu üzere oruç tutan insan acıkır. Önünde en nefis yemekler hazır olduğu halde bir lokma dahi yiyemez. Susuzluktan yanar, önünde buz gibi sular olduğu halde bir damla dahi içemez. Eşine yaklaşamaz. Allah’tan başka kendisini kontrol eden hiç kimse olmadığı gibi, üzerinde vicdanından başka baskı yapan bir otorite, kuvvetli ve uyanık bir iradeden başka dayandığı bir dayanak da yoktur… Lütfen, başımızı iki elimizin arasına alıp salimen düşünelim; acaba dünyada hangi okul, İslam’ın ramazanda açtığı ve her Müslümanın devama zorunlu olduğu “Oruç Mektebi” gibi insan iradesini terbiye edip ona güzel ahlak, sabır ve tahammül dersi öğretebiliyor? İrade takviyesi üzerinde araştırma yapan bir Alman psikoloğu, insan iradesini en güzel bir şekilde takviye eden vesilenin oruç olduğunu ispat etmiştir. Oruç insana nimetin değerini bildirir. Allah’ın insana olan nimetleri arttıkça insanın o nimetlere karşı şükrü azalır. Gerçekten de bir nimet kaybolmadıkça onun değeri bilinmez. İnsan, tatlının kıymetini acıyı tattığı zaman; gündüzün değerini gecenin karanlığı çöktüğü zaman bildiği gibi, her şeyin değeri karşıtıyla bilinir. Bu bakımdan, yeme içmenin ve susuzluğun acısını tatmayan bir kimse, yeme içmenin kıymetini bilmez. Orucun sosyal hikmetlerinden biri de, ameli olarak insana açları, fakir ve yoksulları hatırlatmasıdır. Bu hatırlatma, açık bir hitabet veya özlü bir konuşma ile değildir. Bu hatırlatma oruçlu insana midesinden ve barsaklarından gelen sesi işitmesiyle kendisini gösterir. Bir hadis-i kutside Yüce Allah “Oruç benim içindir, onun sevabını ben kendim veririm” buyurmuştur. Zira ihlas ile tutulan gerçek oruç, insanı madde aleminden, mana alemine götürür. Oruçlu olan kimse çirkin söz, hareket ve davranışlardan şiddetle kaçınmalıdır.