Hayatımızda gittikçe artan ve yaygınlaşan yalanlarla
yanıltmaların, iftiralarla karalamaların ve de suçlamaların toplumumuzu nereye
götüreceği gerçekten de üzerinde düşünülmesi gereken bir durum. Bu konu
hayatımızı ilgilendiren pek çok konuda karşımıza çıkmaktadır. Ancak biz bu
konuyu dini yönden ele alacağız…
Özellikle din
konusu çok önemli. Delil isteyen bir alandır. Bilhassa kahve köşelerinde,
sohbetlerde, dini konular üzerinde gelişigüzel konuşmamak dine karşı en güzel
davranış ve saygı olsa gerektir… İnsana yapılan iftira Nur suresinin 4.
ayetinde yer almaktadır. Ayette, özellikle iffetli kadınlara yapılabilecek
iftiradan bahsedilmektedir. İffetli kadınları zina suçu ile suçlamak, İslam’da
en çirkin davranışlar arasında sayılmış, bu tip insan “fasık” sıfatıyla
vasıflandırılmıştır. Peygamberimizin eşi Hz.Aişe’ye atılan iftira, Nur
suresinin 11.ayetinde “ifk” kavramıyla ifade edilmektedir. “İfk”, aslından
çevrilmiş, hakikati bozulmuş söz, yani yalan, bühtan ve iftira anlamına
gelmektedir…
“Muhammed’in
eşine o yalanı uyduranlar içinizden bir güruhtur. Bunu kendiniz için kötü
saymayın. O, sizin için hayırlı olmuştur. O kimselerden her birine kazandığı
günah karşılığı ceza vardır; içlerinden elebaşılık yapana ise büyük azap
vardır…” (Nur 11)
Ayetler, asılsız suçlamaların ve bühtanın Allah tarafından ağır
bir şekilde cezalandırılacağına dikkat çekmektedir. İyice emin olmadığımız
meselelerde fikir beyan etmememiz en doğru davranıştır. İnsanlar şunu
bilmelidirler ki iftira, insanı ateşe götüreceği gibi, bir kimseyi yalan yere
suçlamak ve suçlamadan elde edilecek bir menfaat, zarar getirmekten başka
hiçbir işe yaramayacaktır.