SON DAKİKA
SON DAKİKA


Bırakın sistem tartışmalarını!
9.11.2021

Esas anlamda geçmişte Türkiye’de bulunan “parlamenter sistem” çok güçlü kurgulanmıştı. Dolayısıyla zaten güçlü olan parlamenter sistemi “güçlendirilmiş parlamenter sistem” önerisi olarak sunmak doğru mu? Sayın 9.Cumhurbaşkanımız Süleyman DEMİREL bir konuşmalarında, parlamenter sistemin işletilemediğinden söz etmişlerdi. Bir zamanlar Başkanlık sistemini savunduğunu da belirtmiş ancak parlamenter sistemin işletilemediğini dile getirmişlerdi. Parlamenter sistemde Bakanlıkların görüş aldığı en önemli kurumların başında, uzmanlık alınan kurumların başında Müsteşarlıklar gelmekteydi (wikipedia.org-bakandan sonra en yüksek rütbeli kamu yöneticisi, kelime anlamı-kendisinden bilgi alınan danışılan, devlet memuru, bakan olmadığında yerine karar verebilir). Müsteşarlıklar, yatırım ve planlama süreçlerinde siyasete kapsamlı analizleri sunan önemli unsurlardır. Şu anda yürütmede olan sistem Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemidir. İster Parlamenter sistem olsun isterse Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi olsun çeşitli yönleriyle eleştiri de aldılar. Parlamenter sistemin tıkanıkları eleştirildi. Başkanlık sistemi de popülizm oluşturacağı ve merkez kenar kutuplaşmalarına neden olacağı yönleriyle eleştiri aldı.

Şu anki tartışmalar genellikle “güçlendirilmiş parlamenter sisteme geçme” ya da “başkanlık sisteminde kalma” konularında yoğunlaşıyor. İki sistemi de savunanlar ve eleştirenler olabiliyor. Acaba güçlendirilmiş parlamenter sistem önerisi noktasında yapılacaklar geçmiş parlamenter sistemde yapılamaz mıydı? Eğer öyleyse tamam “güçlendirilmiş parlamenter sistem” diyelim. Ancak bana kalırsa bu güçlendirme için yapılacak olanlar zaten önceki “güçlü” parlamenter sistemde de yapılabilirdi. Dolayısıyla “bir algı olarak yorumlanabilecek“ güçlendirilmiş parlamenter sistem vurgusu hatalı bir çıkış. Parlamenter sistemden yana olanların dile getirmesi gereken vurgu bana kalırsa “parlamenter sistemin“ tercih edileceği olmalı. Öneri bu olmalı. Gerek Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi uygulamasını gerekse de geçmiş parlamenter sistem uygulamalarını Türkiye için bir kazanım ve zenginlik olarak görüyorum. Böyle de bakmak gerekiyor. İleriki süreçte ise konjonktür oluştuğunda bu durumlar yeniden değerlendirilebilir.

Esasında en önemli konu insan kaynağı ve etkili noktalarda gerçekten güçlü bürokratların görevlendirilmesidir. Şu an Türkiye’nin en önemli konuları, ekonomiye ve üretime ilişkin konulardır. İşsizliği azaltacak, istihdam sahalarını genişletecek ve çok ciddi çözüm önerilerini ileri sürecek olan bir yaklaşıma ihtiyaç var. Bu sorunlar, “adayların kim olacağı” ve “sistem” tartışmaları içerisinde boğuluyor. Ama bir yandan da ekonomik sorunlar derinleşiyor. Toplum bu tartışmaları değil, dersine çok iyi çalışan, çok önemli çözüm stratejilerini belli hazırlık silsileleri içerisinde sunan bir anlayışı istiyor. Ben Türkiye halkının dengeleri çok iyi gözleyerek konjonktüre en uygun tercihi ortaya koyduğuna hep inanmışımdır. Toplum verilerle bol bol konuşan ve rakamların ve çözümlerin matematiğini sunan siyasetçileri istiyor şu an. Bu alana odaklanan siyaset kazanacak. Bana göre sistem tartışmaları ile değil diğer ana unsurlarla uğraşmak gerekiyor. Sonuçta işletimi yapan insan olduğuna göre en önemli konu insan faktörü. Endüstriyel sektörel eylem planlarının ayrıntılı konuşulması dahi ekonomiyi rahatlatmaya başlayacaktır.

© 2020 www.karadenizgazete.com.tr | Karadeniz Gazetesi bir Güçlü Ticari Ve Sınai Ürünler Pazarlama Ticaret Ve Sanayi Anonim Şirketi ‘dir.

Giriş Yap