Zaman zaman medya organlarında faiz, ekonomik sorunlar,
ihracat, ithalat konuları konuşulur. Para politikaları, döviz konuları
tartışılır durur. Bazen öyle bir algı oluyor ki, sanki çok bilinmeyen denklem
gibi hani birisi çözümü bulursa sözü edilen ekonomik sorunlar çözülecek. Oluşan
algı konunun mevcut bilinmeyenler noktasında çözüm bekleyen karmaşık bir
denklem olması gibi bir şey. Ama gerçekte durum böylemi? Bence öyle değil.
Ekonomik sorunların çözülmesinde katkı sağlayacak ana konu
üretimin miktarının, üretim çeşitliliğinin ve üretim ekonomisinin artması. Dışa
bağımlılığın azaltılması. İstihdam koşullarının artırılması. Bu yönlerle
ithalat özelliğinin azaltılması ve ihracat yönünün de güçlendirilmesi.
Sanayide, tarımda, gıdada ihracat özelliği, kendi kendine yetebilme nitelikleri
ile, enerjide atılacak hamleler ile güçlenen bir ekonominin sağlanabileceği
anlaşılıyor.
Türkiye’nin ekonomik güçlenmesinde üzerinde durması gereken
ana konulardan birisi de karayolu aktarmalı, denizyolu taşımacılığı devamlı,
iki modlu taşımacılık türündeki gelişme olacaktır. Bir yükün alındığı A noktası
ile getirileceği B noktası arası mesafenin 1500km mesafesinden büyük olması
durumunda denizyolu taşımacılığının ekonomik taşıma türü olacağı
değerlendiriliyor. Bu bağlamda Türkiye’nin güçlenen kuzey ve güney karayolu
taşımacılık bağlantıları noktasında karayolu-denizyolu aktarmalı taşımacılık
türü, yani bu türlerdeki iki modlu taşımacılık türü Türkiye için büyük önem
taşıyor. Karadeniz, Akdeniz ve Ege Limanlarına getirilecek olan ihracat
özelliği olan maddelerin bu denizlerdeki limanlar aracılığı ile denizyolu
taşımacılığı moduyla 1500km mesafeden daha uzak noktalara taşınması katma değer
oluşturacak bir konu olacaktır. Bu taşımacılık türü, büyük bir gelir
oluşturacak ve ekonomik kalkınmamıza önemli hizmet edecektir.
Bu bakımdan yapılacak konu, ihracat özelliği olan
ürünlerimizin 1500km’den uzak noktalara satılabileceği pazarların
araştırılması. Deniz taşımacılığı yapılabilecek olan doğru destinasyonların
bulunması. Yük taşımacılığı bakımından güçlendirilen denizyolu taşımacılık
sisteminin Türkiye’nin önümüzdeki yakın dönem kalkınma potansiyeli açısından
öneminin büyük olduğunu bir kez daha tekrarlamak gerekiyor.
Özellikle Madencilik sektöründe, önümüzdeki dönemde, 1500km
uzak ötesi mesafelere yapılabilecek ihracat özelliği güçlü madenlerin satışı
ile ekonomimiz hızlı bir güçlenme sürecine girer. Bu bakımdan oluşabilecek ÇED
sorunlarının yönetilmesi, alternatif çözümlerin oluşturulması, yenilikçi
teknolojilerden daha fazla yararlanılması gerekmektedir.
Geri dönüşüm stratejilerinin güçlendirilmesi, tarımsal
üretim noktasında yerellik içeren ürünlerin üretilerek satışların
yapılabilmesi, turizm altyapısının ve hizmet kalitesinin artırılması, tarımsal
üretimin yaygınlaştırılması ekonomimizi güçlü kılacak uygulamalar. Konuşulan
ekonomik sorunların çözümü için galiba daha çok üretime, ihracata, kaliteli
üretime, dışa bağımlılığın azaltılmasına, sanayi hamlelerimizin
güçlendirilmesine zorunluluk var. Bunlar olduğunda son derece etkin bir
güçlenme kazanılacağı kesin.
Bu bakımlardan, içerisinde kapsamlı veri analizlerini
barındıran fizibilite raporlarına, sektörel uzmanlık değerlendirmelerine
ihtiyaç bulunmakta. Tartışmaları da bu düzlemlerdeki konulara göre yönetmek
gerekiyor. Seçim atmosferine doğru gidiyoruz. Bu dönemde gerçekçi verileri ve
kalkınma senaryolarını ortaya koyan, belirtilen “ekonomik denklemi” çözebilecek
yaklaşımları savunanlar kazanacak. Toplum, dersine iyi çalışanları
ödüllendirecek diye düşünüyorum.