SON DAKİKA
SON DAKİKA


Hadi Gel Köyümüze Geri Dönelim
12.04.2022

Çocukluk dönemimiz köyde, Yomra Özdil’de geçti. İlkokulu ve ortaokulu köyde okudum. Anavatan Partisi iktidarı dönemi idi. Kendimi 1983 Kuşağı olarak nitelendiriyorum. 1983 yılında 9 yaşında idim. Köyümüze o yıllarda elektrik hatları çekilmeye başlandı. Köye ilk gittiğimiz zaman 1980 yılları gibiydi ve o dönemde lüküs ile aydınlatma sağlanıyordu bazen da kara lamba ile aydınlandığımız olurdu. O zamanların meşhur TV dizisi “Kara Şimşek” idi. Bazen elektrik kesintileri olurdu. Hatırladığım kadarıyla Cumartesi ya da Pazar günler olacak dizi yayınlanırdı ve çok ilgimi çeken bir diziydi. Elektrik kesintisi olduğu zamanlar acaba elektrik gelecek mi, “Kara Şimşek” Dizisini seyredebilecek miyim diye endişe eder, yakınlarda çalışan elektrik işçilerine Abi elektrik gelecek mi diye sorardım. Onlarda niye soruyorsun dediklerinde “Kara Şimşek” Dizisini seyredeceğim derdim. Köyde yaşam çok güzeldi. O zamanlar neredeyse bir metre kar olurdu köyde. Ama okulların tatil edildiğini pek hatırlamıyorum. Eğitimin felsefesinin çok güçlü olduğu yıllardı. Marangoz İbrahim amca hem marangozdu. Hem de berberlik yapardı. Keşkül Hüseyin Amca’nın kahvesinde çay içerdik. Bakkal Mehmet Hafız Amcadan varel (bizim oraların söyleyişi ile) peyniri alırdım. Fırında peynirli yaptırdığımız dönemlerdi. Köyde yaşam çok güzeldi. Bir metre karda yolu yarıp gider hafta sonları pide yaptırırdık. İnsanlar köye daha fazla bağlıydı.

Bunları şundan dolayı anlattım. Yereli çok önemli görüyorum. Seçim çalışmaları sırasında çok önemli tespitler yapılmıştı. Vakfıkebir’de çok önemli miktarda çay üretildiğinden, Çaykara ve Of yörelerindeki torf yataklarından, birçok yerdeki elma ve armut suyu yapım potansiyelinden, hayvancılık başarı örneklerinden, Yomra’da elma yetiştiriciliğinden, ahşap ve el işçiliği örneklerinden, tekstil başarılarından, peyzaj ürünlerinden vb. bahsedildi. Esasında köylerde önemli potansiyeller var ve bunların hayata geçirilmesi ve güçlendirilmeleri gerekiyor.

Atatürk Köy Enstitülerini kurmak ve yaygınlaştırmak istedi. O dönemde bilgi ve teknik köydeydi. Kırılan taşların toprağa katılması demek olan mineral gübreleri dedelerimiz kullanmışlardı. Kemer taş köprüleri inşa etmiş, marangozluk ve mobilyacılık konularında önemli kapasiteler oluşmuştu. Sıcak demircilik ile orak, balta, kazma, keser, murç  vb eşyalar üretiliyordu. Köylerde önemli bilgi birikimi oluşmuştu ve bence Atatürk Köy Enstitüleri ile köydeki bilgiyi şehir yaşamına katmak istiyordu.

Yakın zamanlarda köylerde belediyeler kapatıldılar. İlçe Belediyelerine bağlandılar. Yereldeki önemli aktörler olan Belediyeler esas itibarla yerelde önemli işler yapmaktaydı. Belediye Başkanları bölgenin yerelin tanıdığı insanlar olarak seçiliyorlardı ve esasında bu konu da köylerde belli bir gelişimin önünü açıyordu.

Günümüzde ekonomik sorunlar hat safhaya çıktı. Üretimin önemi çok daha fazla anlaşıldı. İnsanları köylerinde yerelinde tutmanın önemi daha iyi görüldü. Müstakil yaşam konusunun da önemi arttı. Köylerde Belediyeleri yeniden tesis etmek acaba faydalı olabilir mi? Değerlendirilmesi gereken bir konu olarak görüyorum.

© 2020 www.karadenizgazete.com.tr | Karadeniz Gazetesi bir Güçlü Ticari Ve Sınai Ürünler Pazarlama Ticaret Ve Sanayi Anonim Şirketi ‘dir.

Giriş Yap