Bir öğretim üyesi
olarak, mühendislik orijinli bir öğretim üyesi olarak, derslerimde zaman zaman
irdelediğim konular bağlamında; analitik yaklaşım, nesnel yaklaşım, somut
çıktı, objektiflik ve sübjektiflik kavramları, doğru performans göstergelerinin
seçimi gibi konular üzerinde sıklıkla dururum. Günlük yaşamdaki
değerlendirmelerimde de bu kavramları irdeler, toplumsal ilişkilerde bu
kavramları gözlemler ve kendimce yorumlarım.
Zaman içerisinde
geldiğim noktada, birbirinden ayırt etmemekte birlikte, mühendislik bilimlerini
sosyal bilimlerden de bağımsız düşünmem ve ayrılmaz bir bütünün parçaları
olarak düşünürüm. Konular üzerinde oluşturduğu etki alanları bakımından da
sosyal bilimleri daha kapsayıcı bulurum. Sosyal ilişkilerin geniş varlığı
içerisinde sosyal bilimlerin yönetme alanını daha kapsamlı ve etkin mütalaa
ederim.
Öteden beri
savunduğum bir konu vardı. Tıp Biliminin gelişen teknoloji ve içerdiği konular
itibariyle de mühendisliğin en geniş ve en zor uygulama alanlarından birisi
olduğunu hep savunur ve özellikle de Tıp Bilimini ileri bir mühendislik dalı
olarak görürdüm. Gerçekten de günümüzde tıp mühendisliği önemli bir zorunlu bir
mühendislik dalı olarak karşımızda duruyor ve önemli atraksiyon çekiyor. Bu
özelliğini daha da güçlendirecek.
Toplum içerisinde
konular çeşitli bağlamlarda tartışılır. Bunlardan birisi de zaman zaman yapılan
değerlendirmelerde örneğin Üniversite Rektörlerinin Tıp orijinli olmaması,
mühendislik orijinli olması gerektiği gibi irdelemeler genel manada yapılır.
Doğrusu, bu değerlendirmeyi yeterince kapsamlı, objektif ve derinlikli olarak
görmediğimden dolayı, tıp bilimini de bir mühendislik olarak görmemden dolayı
bu eleştirileri hiçbir zaman kapsayıcı ve objektif bulmadım.
Esas anlamda meslekler birbirine yaklaşıyor. Tıp ve Mühendislik kavramları birbiri ile büyük oranda kesişirken mühendislik bilimleri ve sosyal bilimler büyük arakesit oluşturuyor.
Esas anlamda,
internet dünyasında, bilgi ve iletişimin güçlendiği dünyada, demiryollarının
uçaklarla yarıştığı dünyada, uzaya yerleşmelerin planlandığı dünyada, dünyanın
bir köy haline geldiği dünyada, yapılan eleştirilerin çok çok doğru
tartışılması, tartılması, yorumlanması ve objektiflik içerisinde belirtilmesi
gerekmektedir. Analitik yaklaşım, somut çıktı, profesyonel danışmanlık,
nesnellik gibi kavramlar incelendikçe yapılan eleştirilerin doğruluk payı daha
yüksek olacak ve ortaya koyduğu yarar mekanizmaları da o denli yüksek
olacaktır. Şunu da belirtmeden geçemeyeceğim belki de objektiflik de içerisinde
bir miktar sübjektiflik barındırmaktadır ve belki de bu da yaşamın
denklemlerinden kaynaklanmaktadır.