Birçok ülkede, ulaşım ağları güçlendirilmekte olup yol yapılarının önleyici bakım ile hizmet ömürlerinin genişletilmesi acil önem taşımaktadır. Bu değişimi karşılamak için, “chip seal, slurry seal, soğuk yenileme, mikro surfacing”  gibi birçok yeni teknoloji hızlı bir biçimde gelişmiştir. Bu teknolojilerin hepsi, düşük sıcaklıklarda “asfalt emülsiyonlarını” kullanmaktadır. Asfalt emülsiyonlarının kullanımı, petrol kazanımları ve çevresel koruma sağlamaktadır. Bunun yanı sıra, modifiye asfalt bağlayıcıları daha iyi kıvamlılık oluşturarak, yolda yapışma ve kalınlık sağlamak üzere, daha iyi sıcaklık hassasiyeti ile tekerlek izi oluşum direncini de geliştirmektedirler. Şimdilerde, “modifiye asfalt emülsiyonu” üretmek üzere kauçuk lateks asfalt emülsiyonlarına eklenmektedir.

Çevresel sürdürülebilirlik stratejileri, çeşitli sosyal uyarlamalarla birlikte, yeni tekniklerin ve süreçlerin uygulanmasına yol açmıştır. Bu durum, daha etkin doğa yönetimini, ekonomik öngörüleri, enerji kaynaklarının daha verimli kullanılmasını öne çıkarmıştır. Karayolu inşaatı, inşaat mühendisliğinin en önemli kollarından birisidir. Çok miktarda ham petrol asfalt betonu kaplamaların üretilmesi için kullanmaktadır. Daha temiz süreçlere gereksinim olması, araştırmacıları, sıcaklık ölçülerini azaltmaya yönelik daha emniyetli ve sürdürülebilir araştırmalara yöneltmiştir. Gaz emisyonlarının azaltılması ve doğaya verilen bu yolla hasarın azaltılması da ayrıca diğer bir önemli konudur.

Üstyapı mühendisleri, yeni çevre dostu teknolojileri tercih etmekte bu bakımdan geriye dönüşümü, asfalt betonunda atık malzemelerin kullanımını, ılık ve soğuk asfalt karışım teknolojilerini uygulamakta ve uyarlamaktadırlar. Bunun gibi, yol kaplamalarının inşaatı ve karayollarının bakımı noktasında ülke ekonomilerine olan önemli etkisi bakımından artarak gelişen bir süreç bulunmaktadır. Kaplamaların inşasında ve rehabilitasyonunda en önde gelen çevresel stratejilerden birisi soğuk karışımların kullanılmasıdır. Soğuk karışım asfaltlar genellikle geçiş sıcaklıklarında üretilir. Soğuk karışımların uygulanması ile enerji tüketimin azaltılması direkt olarak CO2 emisyonlarının azalmasına neden olmaktadır.

Asfalt emülsiyon kullanım teknikleri; kaplamalar için uzun vadeli servis kolaylığı sağlamayla, ihtiyaçları karşılayabilir. Emülsiyon teknikleri, enerji tasarrufludur ve sera gazı emisyonlarını sınırlarlar. Bitümlü emülsiyon teknikleri, yol endüstrisi çözümlerinin geniş portföyü içinde geçerli olabilecek bir role sahiptir.

Bitüm emülsiyonunun yıllık hacmi, yol çalışmaları için kullanılan bütün bitümün yaklaşık  % 10’unu temsil eder ve 8 milyon ton seviyesinde sabit kalmıştır. Lider üreticiler olarak ilk on ülke; ABD, Fransa ve Meksika ile bu hacmin % 75'ine yakın kısmını temsil etmektedir. Küresel olarak, yol sanayi iki zorlukla karşı karşıya bulunmaktadır. Bu zorluklar; maliyet artışı (örneğin bitüm fiyatları 10 yıllık süre içinde üç kattan fazla artmıştır) ve kamu bütçeleri kısıtlamaları nedeniyle piyasaların daralması olarak belirtilebilir. Öte yandan, kaplamaların korunması noktasında, giderek artan farkındalık ihtiyacının sonucu olarak, bitüm emülsiyon esaslı teknikler gibi uygun maliyetli çözümler, burada destekleyici olmaktadır. Ayrıca, sağlık, güvenlik ve çevre gereksinimleri mevcut teknikleri güncellemek için yeni teşvikler getirmektedir ve yenilikçi çözümler için Arge çalışmalarını teşvik etmektedir. Bu tür eğilimler birkaç ülkeyle sınırlı değildir. Dünya çapında geçerli olup, teknoloji transferleri ile iletişimi teşvik etmektedir.

Bu bakımdan bölgesel özellikle ile büyük uyum gösterecek ve bakım onarım çalışmalarında, sathi kaplama uygulamalarında kullanılabilecek olan bitüm emülsiyonlarının üretimine yönelik bir tesis planlamasının Trabzon Büyükşehir belediyesi için çok büyük bir kazanım olacağını belirtmek isterim.