Yangında canı yanmış kayıplar yaşamış kadın, Bakan
Pakdemirli’ye bağırıyordu; “Evim yandı, hayvanlarım yandı. Devlet nerede?
Nerede benim devletim?” (Bu haklı feryadın sahibi kadın, Bakana hakaret ettiği
gerekçesiyle gözaltına alındı!) Kadının anlamadığı; Türk milletinin “Baba”
bildiği o devlet artık yoktu. Ülkesinin geçmişini, Cumhuriyeti reddeden, kendi
Ulus-Devleti’nin kurucularıyla kavga eden, ele geçirdiği Devlet’i tüm
kurumlarıyla yok etmeye çalışan, Cumhuriyetin birikimlerini alçakça pazarlayan,
İhvan kafalı Muaviye ruhlu bir iktidar tarafından yok edilmişti!
Öyle bir iktidar ki, parti gibi değil sanki organize suç
örgütü gibi çalıştı. Kendisini “Muhafazakar Demokrat” olarak tanıttı! Halbuki
böyle olmadığını herkes biliyordu. AKP’yi kazıyın altından, Orta Çağ
karanlığından fırlamış, Cumhuriyet dönemindeki 28 silahlı kalkışmanın tamamında
bölücülerle işbirliği yapmış şeriatçı ekip çıkar, İhvan çıkar, El Kaide çıkar,
Damat Ferit çıkar, Kubilay’ın kafasını kesen Derviş Memedler çıkar, Dürrizade
Abdullah çıkar, İngiliz Ajanı İskilipli Atıf çıkar. Bu kadronun günümüzdeki
temsilcileri, bu yıkımı bilerek, planlayarak ve dış destekle gerçekleştirdiler.
Ben ve arkadaşlarım, bu hain ekibi iyi tanırız. Bugünkü
muhalefet partilerinin, STK’ların, işveren ve işçi kuruluşlarının, son Türk
devletinin yıkılmasını durduracak bilgi ve cesarete sahip olmadıklarını, aksine
AKP’ye yamanmaya çalıştıklarını gördük ve yıkımı engelleyebilmek için siyasete
döndük. Ülkemizin her yanında bizim gibi düşünen Kuvvacılarla birlikte DOĞRU
Parti’yi kurduk. Başkaları için “İstikbal” olan makamlar bizim için “Mazi”
olduğu için Kurtuluş Savaşı ruhuyla mücadeleye başladık.
Zaman bizi haklı çıkardı! Keşke biz yanılsaydık. Türk
milleti olarak, böyle bir iktidarın ülkeyi 20 yıl yönetmesine nasıl izin
verdik, bir türlü anlayamıyorum. FETÖ denen alçak örgütle 11 yıl ülkeyi beraber
yönettiler, kimse uyanmadı! 1 tane bürokrat “Bu ihanettir” deyip istifa etmedi!
Sahte dijital delillerle Türk Ordusu Komuta Heyetini devşirdiler, uyanamadık!
Devletimizin namusu olan Kozmik Odayı perişan ettiler, seyrettik! 1 tane Paşanın,
gerektiği gibi tepki koyduğunu görmedik!
Yüksek Yargıyı önce FETÖ’ye, sonra AKP’ye bağladılar,
seyrettik! 1 tane Yüksek Yargıç “Ben FETÖ’nün adamı olmam” deyip istifa etmedi!
Devlet Planlama Teşkilatını, Teftiş Kurullarını feshettiler, hiç sesimiz çıkmadı!
Hıfzısıhha Enstitüsünü öldürdüler, karşı çıkmadık! Türk Hava Kurumu’nu
kapattılar, AKP’nin arpalığı yaptılar, yapamazsın demedik! Merkez Bankası’nın
dibi delindi, borcumuzun faizini bile borçla ödemeye başladık, tınmadık! AKP
denen deccal, 10 yıldır bize 9 milyon Suriyeliyi besletiyor, ne oluyor demedik!
Afganlar, askeri bir düzen içinde ABD ve İran’ın yönlendirmesiyle geliyor, hala
susuyoruz! Ülke, uyuşturucu ticareti ile anılır oldu, bakıyoruz!
Şimdi bir sel felaketi veya orman yangını ile karşılaştığımızda,
devleti arıyoruz! Manzara böyle! Şu an suçlu arama zamanı değil. Ama şu
gerçeği, tarihe not düşmek için yazalım; AKP, tüm bunları gözümüze soka-soka
yaptı. Ne siyasi partiler, ne Türk devletinin kurumları, ne üniversiteler, ne
işveren işçi kuruluşları, ne de STK’lar, bugünleri göremediler. Ya susarak
ortak oldular ya da kişisel menfaatleri gereği AKP’ye destek oldular.
İşte bizlerin siyasete girme nedenimiz budur. Halka doğruyu
anlatmak! DOĞRU Parti olarak, Atatürk ilke ve devrimlerinin tümünün Türk
devletinde yeniden etkin ve yetkin oluncaya kadar mücadelemiz devam edecektir.
Peki, Türk milleti olarak bizlere düşen bir görev yok mu?
Karşımızda, ülkenin en büyük nakit zengini, her türlü
illegal kuruluşlarla temas halinde olan, mafyayı devlete sokmuş bir suç örgütü
gibi çalışan bir parti var. Bununla mücadele edebilmek için, maddi güç gerek.
DOĞRU Parti’nin Web sitesinde, banka hesap numaraları var. Bildiğiniz gibi,
partiler Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı ve Anayasa Mahkemesi tarafından
denetlenmektedir!
Tarikat ve cemaatlere evlerini, tarlalarını bağışlayanların
sayısının çok olduğu günümüzde, güvendiğiniz partiye destek olmak vatandaşlık
görevidir. Herkes tarafını belli etmek zorundadır. Ya Laik Cumhuriyetten, hukuk
devletinden, çağdaşlıktan ve Atatürk Türkiye’sinden yana olacaksınız, ya da
İran-Afganistan benzeri bir ülkede yaşamaya razı olacaksınız. Tarafınızı belli
etmezseniz, AKP’nin yıkımına ortak olursunuz. Takdir sizlerin…
Sağlık ve başarı dileklerimle…