Hedefleri ayrı olan iki ekibin her iki yarıda iki değişik
görüntü verdiği maçta Trabzonspor 2-0 kazandı. İlk yarı futbol adına hiçbir
görüntünün olmadığı şekilde geçti. Koşmaya, mücadeleye, itiş kalkışa, top
kaybına fazla rastlandığı bir müsabakaydı. Kısacası futbol adına, Süper Lig
adına iki takımın beklentileri adına hiçbir şeyin ortaya çıkmadığı kaos
sporuydu. Bunlar ortaya çıkmayınca hakem Halil Umut Meler ortaya çıktı. Hiç
kimsenin hatta daha sonra da kendisinin bile anlamadığı bir kararla alakasız
bir penaltıya hükmetti. Kısa sürede
kendi kendini düzelterek penaltı Vardan döndü. Oysa ikinci yarıda Bardhi’ye
yapılan müdahale Var’a gitmeden penaltıydı. Bana göre Türkiye’nin en iyi hakemi
Halil Umut Meler’e mecburen verdiği ara yaramamış ve formunu hala
yakalayamamış. Oysa Halil Umut Meler bana göre şaibesiz, tarafsız, umut vaat
eden iyi bir hakemdi.
Futbola geri dönersek Trabzonspor’da ikinci yarıda futbola
geri döndü. İlk yarıda ki tek olumlu şutu bir tarafa bırakarak bir parça top
oynayarak skoru 2-0’a getirdi. Birde Trabzonspor’un tam oynadığını düşünün ? Bu
ligde rakibi ancak Fenerbahçe, Galatasaray ve Beşiktaş olur. Her iki yarıda
oynanan futbol Süper Lig’e yakışan bir futbol değildi. Ancak aradaki kalite
farkı Trabzonspor’un kazanmasına yetti. Trabzonspor’da ilk yarıda Visca, ikinci
yarıda Bardhi ön çıkan oyunculardı. Meuiner bu değerlendirmeme katmıyorum zira
geldiği kısa sürede herkesin önüne geçen oyuncu oldu. Özellikle bek nasıl
oynanır, özellikle orta değil de gol pası nasıl atılır bunları herkese
göstermiş oldu. Kısacası ilk devrenin tatsız tuzsuz, pozisyonsuz, kaos futbolu
şeklinde geçen maçın ikinci yarısında kısa bir süre sazı eline alan
Trabzonspor, rahat kazandı, oynamadan kazandı. Bu takım oynarsa oyuncular
gerçek kapasitesini gösterirse neler olabileceğini varın siz düşünün.