Değer, ‘sosyal hayatta bir varlık, bir nesne, bir faaliyet
vb’ne tanınan önem yahut üstünlük derecesidir. Değer, ‘hayata kattığımız anlam
ve ona verdiğimiz üstün niteliktir, meziyettir, kıymettir.’
Kişi, dürüstlüğü oranında toplumdaki değerini arttırır ya da
düşürür. Bu, belli değer yargısı ile değer bilir kişi/kişilerce belirlenir.
Değer yargısını toplum hayatı belirler. Ahlak anlayışı, bunun tamamlayıcısıdır.
Kişi bu değerlere değer verdiği sürece kendine ve de topluma değer biçmiş olur.
İnsan toplu yaşamaya kodlanmış bir varlıktır. İnsanın tutum,
davranış ve eylemlerini belli faktörler etkiler. Bu faktörlerin en etkili olanı
da değerler dizisi(bilimsel, estetik, politik, dini, sosyal, ekonomik …) dir.
Sosyal değerlerin başta geleni de dürüstlüktür. Dürüst,
‘Doğruluktan ayrılmayan, özü sözü bir; düzgün, doru, hatasız…’ demek… Dürüstlük
de ‘Dürüst olma durumu, doğruluk, mertlik’…
Dürüstlük bir fazilettir. Kişiye güvenmenin esası, o kişinin
dürüstlüğü ile ilgilidir.
Dürüstlük, her derdin devasıdır.Hayatta başına hiçbir
sıkıntının gelmeyeceğinin göstergesidir.
Dürüstlük, dünyayı düzeltmenin yolunun kendini düzeltmekten
geçtiğinin farkına varabilmektir. Olduğu gibi görünüp göründüğü gibi olmaktır
dürüstlük.
Sana yapılmasını istemediğini başkasına yapamamaktır
dürüstlük.
En önemlisi de her şey unutulduğunda unutulmayandır
dürüstlük.
Dürüstlük sözde, özde ve işte dürüstlük olarak
değerlendirilir:
Sözde dürüstlük:
Dürüst, doğruyu doğru(ca) söylemelidir. Yalancılıktan uzak
kalmak, dürüstün şiarı olmalıdır. Yalancı şahitlik, dürüstün semtine bile
uğramaya cesaret etmemelidir.
Dürüst, söz verme konusunda ‘Söz verme’ konusunda da
dosdoğru olmalıdır. Söz vermek sorumluluk almaktır. Ahde vefa, verilen sözün
tutulup tutulmamasında ölçüdür. Söz verip yerine getirmeyenler yalancı,
düzenbaz, zayıf karakterli, kötü huylu… durlar. Bunlar toplumda bir değer ifade
etmez. Sözlerini yerine getirenler sağlam karakterli, samimi, iyi huylu,
güvenilir…dirler. Bunlar toplumda lâyık oldukları yeri bulur.
Verdiği sözün arkasında duranlar güzel ahlâk sahibi, vefalı,
samimi, sağlam karakterli…dirler. Sözü şahsi menfaatleri için kullananlar;
samimiyetsiz, zayıf karakterli kişilerdir.
Özde dürüstlük:
Doğru yoldan gidenlerin şaşmadığı, şaşırmadığı hepimizin
bildiği birşeydir.Doğruluk, karanlıkların düşmanıdır. Doğru bir hareket için
yanlış bir zaman yoktur. Her doğru her yerde doğruca söylenebilmelidir. (Her ne
kadar söylenmemeli diye söylense de)Özü dürüst olan, bu hususlara elbette
riayet eder.Unutmayalım, ‘Doğru sarsılır ama yıkılmaz.’
‘Kötü duygu ve düşüncelerden arınmış olmak/olabilmek,
işitildiğinde utanılacak işin yapılmaması’. Özde dürüstlüktür.
İşte dürüstlük:
Hile ve haksızlıktan uzak durmak, işin mihenk taşıdır.
Ayıplı mallarımızla ilgili özel dikkatimiz olmalıdır. Hesap günü unutulmadığı
sürece işte dürüstlüğe bir zarar geleceğini düşünmüyorum.
Atasözümüz bunu net bir şekilde şöyle açıklıyor: Sen doğru
ol; eğri belasını bulur.
Dürüstlükten daha büyük bir miras bırakamayacağımız net bir
düşüncedir.
Unutmayalım, ‘Allah yarına bırakır belki ama yanına
bırakmaz.’
Özde, sözde ve işte dürüst insanların arttığı bir dünyada
yaşayabilmek umuduyla…
Mutlu pazarlar.