Atatürk’ü gerçek manada tanımak adına yüce önderin bir sözü ile başlamak uygun olacaktır. Atatürk bir sözünde “Beni görmek demek yüzümü görmek demek değildir. Benim fikirlerimi, benim duygularımı anlıyorsanız ve hissediyorsanız bu kâfidir.” demektedir. O halde Atatürk’ün koyduğu ilkeleri biliyorsak, (sadece ezberlemek değil) o ilkeleri günün şartlarına uyarlamak çabasındaysak onu anlamışız demektir. Zira ilkeler, Atatürk’ün ortaya koyduğu prensipler olup onların içlerini zaman şartlarına göre doldurmak gerekir.

Atatürk’ü tanımak 1881’de Selanik’te doğduğu, annesinin Zübeyde Hanım, babasının Ali Rıza Bey, kardeşinin Makbule Hanım, eşinin Latife Hanım olduğunu ezberlemek değildir sadece. Onun yaptıkları ve yapmayı planladığı şeyleri ve yaptıklarıyla istikbale yönelik anlatmak istediklerini ve bu doğrultuda verdiği mesajları anlamaya çalışmak çok önemlidir.

Atatürk, ülke sorunlarını çözerken daima aklın ve ilmin gereklerine göre hareket etmiştir. Olayları geniş ve detaylı düşünmüş, basit hedefler peşinde değil, gelecek nesilleri bile rahat ve huzur içinde yaşatacak köklü çözümler peşinde olmuştur. Her zaman vatanın ve milletin menfaatlerini gözetmiştir.

Atatürk’ü anmak kolay, anlamak zordur.

Bu satırları yazarken 2016 yılında Selanik’te Atatürk’ün doğduğu evi ziyaretimiz aklıma geldi. Bu ev müze olarak ziyaretçileri ağırlıyor. Biz de Derya Hoş ile bu ziyareti gerçekleştirmiştik. Özlemle Derya’mı da anıyorum. Bu 10 Kasım’da Atatürk Selanik ve anılarımla hoş çakalın diyorum.