Bir gün öncesinde telefonumun whatsapp ve sosyal medya
hesapları Dünya Kadınlar Günü mesajlarıyla doldu. Dünya Kadınlar Günü
kapsamında bütün yayın organlarında kadına uygulanan şiddet işleniyordu. İster
istemez bana bir kadın olarak; ezilmişlik hissiyatıyla hakkını savunma ihtiyacı
doğurdu. Halbuki Dünya Kadınlar Günü’nün neden kutlandığına baktığımızda
“kadına temel insan haklarını kullanma ve bu sayede kendilerini
geliştirmelerine olanak sağlamaları” için ilan edilmiş bir gün olduğunu
görmekteyiz.
Tarihçesine baktığımızda 8 Mart 1857 tarihinde Amerika’nın
New York kentinde bir tekstil fabrikasında çalışan kadın işçilerin haklarını
savunmak adına grev yaparken çıkan yangında fabrika önünde kurulan
barikatlardan kaçamaması sonucu 129 işçinin yanarak ölmesi nedeniyle bu
kadınların anısına ithaf edilmiş bir gündür. Kadınların iş dünyasında,
toplumda, aile içinde temel insan haklarını kullanma gücünü göstermeleri için
kutlanan bir gün ne ara ülkemizde kadın şiddetinin ele alındığı bir gün oldu?
Her gün kadın
şiddetinin işlendiği bir haberle medyada karşı karşıya kalırken bilinçaltından
bu olayı normalleştirdiğimizin kimse farkında değil mi? Ağır cezalar ile kadın
şiddetinin önüne geçmek dururken erkekte kendini kanıtlama, kadında kendini
ifade edememe düşüncesi yaratılıyor. Halbuki şiddet eğiliminin nedeni
araştırılsa, hasta ruhlu insanlar ayıklansa belki biz de bu kadınlar gününü
amacına uygun bir şekilde kutlarız.
19 Kasım
Dünya Erkekler Günü olduğunu biliyor muydunuz? Erkek çocukların sağlıklı
gelişimi, cinsiyet eşitliliğinin güçlendirilmesi, olumlu erkek modellerinin
geliştirilmesi amaç edinilen bir gündür bu gün. Eğer biz her yıl 19 Kasım’da
Dünya Erkekler Günü’nü kutlasaydık toplumumuza akıl ve beden sağlığı normal
erkek bireyler kazandırırdık. İşte kendilerini güçlü hisseden şiddet meyilli
erkekler bunu kanıtlamak için fiziksel yönden zayıf olan kadınlar üzerinde güç
gösterisi yapmazlardı. Bu hasta ruhlu erkekler yüzünden her gün utanmalarına
sebep olduğumuz babalarımızdan, abilerimizden, eşlerimizden bugün vesilesiyle
özürlerimi de iletmek isterim.
Dünya kadınlar günümüz değil, ülkemizin kabul gördüğü “Kadın
şiddetini normalleştirme günümüz” kutlu olsun.