SON DAKİKA
SON DAKİKA


Normal Sürece Dönerken Nelere Dikkat Etmeliyiz
12.05.2020

11 Mart itibariyle hepimizin yaşam tarzı değişti. İş ortamından tutun da ev ortamımıza kadar hayatımızda ve alışkanlıklarımızda değişiklikler yaparak yeni bir hayata hazırlandık. Aslında başlangıçta yeni bir hayata hazırlık yapıldığının kimse farkında değildi. Herkes bu sürecin geçici olacağını düşünmüştü. Ama geldiğimiz noktada bu sürecin daha ne kadar devam edeceğini bilememekteyiz ve daha fazla ev ortamında işsiz güçsüz oturmamız hem kendi psikolojimiz hem de ülke ekonomisi açısından iyi sonuçlar doğurmayacaktır. Peki bu durumda ne yapmamız gerekir acaba bu normalleşme sürecinden ne anlıyoruz ve gerçekten bu sürece hazır mıyız?

Maalesef normalleşme sürecini bir hekim olarak değerlendirdiğimde sonrasında gelişecek olan hastalık görülme riski beni korkutmaktadır. Vatandaşlarımızın bir kısmı evde kalma sürecini ev ortamında abartı bulgularla yaşarken dış ortamda nasıl yaşamaları gerektiğini bir türlü öğrenemedi. Ben bu süreçte sadece bir maske takarak öksüren, boğaz ağrısı olan hastalara bakarken insanların bir kısmı evden çıkıp açık alanda dolaşmaya bile korkar oldu. Karşımızdaki virüsün nasıl bir virüs olduğunu bilemiyoruz ve hatta doğal mutasyon yoluyla mı oluştu yoksa laboratuvar ortamında mı oluşturuldu bu konuda da daha sonraları ciddi tartışma konuları yaşanacaktır. Bir bilinmez ile uğraşılıyorsa bu demektir ki normalleşme sürecimiz eski hayatımız olmayacaktır. Yeni bir hayatın içerisinde normal hayatımızı yaşamanın kurallarını öğrenmemiz gerekmektedir. Öncelikle artık maskelerimiz hayatımızın bir parçası olmalıdır ve maskesiz yanımıza yaklaşan herkesi uyarma hakkına sahip olmalıyız. Sosyal mesafe ile yaşamayı öğrenmeliyiz gerekirse vatandaşların iç içe olacağı halk pazarlarının kapatılması alışveriş ortamlarının mesafelerin her koşulda korunabileceği büyük marketlere taşınması gerekmektedir. Gerekirse bazı cadde ve sokakların bir müddet keyfi gezintilere kapatılması gerekmektedir.

Normalleşme sürecinde maskeler ne kadar vazgeçilmez bir parçamız olacaksa eldivenlerden de kesinlikle o oranda uzak durmamız gerekiyor. Vatandaşlarımızın çoğu ne için eldiven taktığının farkında bile değil eldiven takanların neyi korudukları konusunda hiçbir bilgileri olmadıklarını düşünmekteyim ve hatta esas bulaşın bu eldivenler ile olduğunu da söyleyebilirim. Eline eldiven takan sadece içindeki elini korumakta o koruduğu elle de hiçbir şey yapmamaktadır ama o eldivenli elleriyle umumi herkesin dokunabilecekleri birçok eşyaya dokundukları gibi kendi şahsi eşyalarına da dokunmaktadırlar. İşte kişi sadece kendini korurken elinde eldiven olduğunu düşünerek her yere rahat dokunmakta ve diğer vatandaşları düşünmemektedir. Aslında ne kendini ne de çevresini korumamaktadır. Eldiven kullanımı kesinlikle yasaklanmalıdır eldiveni elimizi korumak için değil alışverişte hijyen kurallarınca başkalarının ellerini sürmesini istemediğimiz gıdaları alırken sadece satıcıların kullanmasına izin verilmelidir. Bu süreçte vatandaşın el hijyeni için kullanması gereken tek şey  ellerin yıkanması  ya da el dezenfektanlarıdır.

Bu normalleşme sürecinin ülkemiz adına kolay yürütülecek bir süreç olmadığını düşünüyorum ama kişiler şunu bilmelidir ki bu süreçte sadece kendimizden değil  çevremizdeki tüm insanlardan sorumluyuz yani bu  kişisel değil toplumsal yaşamak durumunda olduğumuz bir süreçtir ya hep birlikte batacağız ya da hep birlikte bu savaşı kazanacağız.

© 2020 www.karadenizgazete.com.tr | Karadeniz Gazetesi bir Güçlü Ticari Ve Sınai Ürünler Pazarlama Ticaret Ve Sanayi Anonim Şirketi ‘dir.

Giriş Yap