Ramazan geldiğinde
hastaları bir telaş alır ve oruç tutmadan evvel bir doktor onayı almak
isterler. Sanki karar merci doktormuş gibi, mevcut hastalıklarının oruç tutmaya
engel teşkil edip etmediğini sorarlar. Halbuki gerçekten tutmaması gereken
hastalar ısrarla bu ibadetlerini yerine getireceklerini söylerler.
Kişilerin
yaşadıkları hastalığın boyutu herkeste aynı olmadığı gibi açlığa bedenin
verdiği tepki de aynı değildir. İşte bu yüzden Allah’la kul arasında köprü
olmayı çoktan bıraktım. Geçmiş yıllarda mevcut hastalıklarının ibadetlerine ne
derece ve nasıl yansıyacağı konusunda açıklayıcı bilgiler verirken şimdilerde
ruhen kendini nasıl iyi hissedeceksen öyle yap
diyorum. Zaten bana yöneltilen bu soruyu soran kişileri, kafeye giderken
hastalığını sorgulamayan ancak işe giderken istirahat raporu talep eden
hastalara benzetiyorum.
Yine de mevcut
hastalıklarımızı oruç tutmak nasıl etkiler kısmında ufak bir bilgilendirme
yazısı olsun istedim. Astım, bronşit ve kronik tıkayıcı akciğer hastalığı
açısından değerlendirirsek yine hastalığımızın şiddet derecesini sorgulamak
isterim.
Kontrol altına
alınamamış alerjik şikayetlerden dolayı sürekli hava yollarında bir kuruluk
geniz akıntısı hisseden bir alerjik astım hastasını düşünelim. Ağızdan çekilmek
üzere verdiğimiz gazlı inhaler ilaçlar kullanıyordur. Bu ilaçların orucu
bozmadığını söylesem de din adamı olmamam ve kişilerin inançlarını nasıl
yaşadığı kısmında sözümün bir anlamı olmayacaktır. Dolayısıyla birçok hasta
oruçluyken bu ilaçları kullanmak istemeyecektir. Peki açlık astım bulgularını
tetikler mi? Tabii ki hayır, ancak yeterince su içememek astım bulgularını
tetikleyebilir. Sıvı tüketiminin az olması hava yollarının kurumasına, bu da
hastanın nefes darlığını daha belirgin hissetmesine sebep olacaktır. Genizi kuruyan
hasta balgamını atmakta güçlük çekecek, bu balgam hissiyatı hastayı daha çok
tıkayacaktır. Halbuki balgam yoğunluğunu azaltan ve söktüren en etkili şey
hastaların bol su tüketmesidir.
Kronik tıkayıcı
akciğer hastalığı olanlarda ise sigara içtikleri için hava yollarında balgam
üreten bezlerde şişme olur ve hastalığın tabiatı olarak bol balgam üretirler.
Sigara içtikleri için hava yollarını döşeyen titrek tüylü hücrelerin yapısında
bozulma olur ve irritan maddelerden korunamazlar. Zaten küçük hava yollarında
işlevsizlik gelişen bu hastaların hava yolları genelde balgamla tıkalıdır.
Yetersiz sıvı tüketimi bu hastalarda da hava yollarını kurutarak balgam
çıkartamamalarına ve nefes darlığını daha yoğun hissetmelerine sebep olacaktır.
Akciğer hastalarında
esas problem aç kalmak değil yeterli sıvı tüketiminin sağlanamaması problem
yaratacaktır. Aynı zamanda hastalığın şiddet derecesi ile bu etkilenme
değişecektir. Eğer hasta orucunu tutarken mevcut hastalığının stabilitesi
bozulmuyorsa sorun yok demektir.