Toplumun ağır yaşam şartları
altında ezilmeye devam eden yurdum insanı.
Şu köşede sizi anlık da olsa mutlu
edecek ufak bir yazı yazsam ne kadar ruhumu rahatlamış hissederdim? Belki de
yurdum insanından farklı olarak hekim kimliğimden dolayı bir nebze kendini
refaha taşımış biri olarak sorumluluğumu yerine getirmiş olurdum. Yine sevgili
yurdum insanının refaha kavuşmuş diğer kişilerine de seslenmek istiyorum: Peki
ya siz; bu toplumda ezilmeye devam eden vatandaşlar için ne yaptınız, ne yapmayı düşünüyorsunuz? Bana
dokunmayan yılan bin yıl yaşasın mı diyeceksiniz?
Bu günlerde elime hangi işi alsam toplumun
yarasına nereden merhem olabilirim diye düşünüyorum. Hekim olarak değil yurdum
insanı olarak. Bir hastamın önerisi ile okumaya başladığım “Dorian Gray'in
Portresi” isimli kitapta konu alınan felsefi bir öğretiye takıldım. Hedonizm
denilen, Sokrates’in öğrencisi Aristippos’un bir öğretisi olan bu felsefi akım
Türkçede hazcılık anlamına geliyor. İnsanların eğilimlerinin haz alma, keyif
alma güdüsü ile geliştiğini ve yaptıkları işlerde bir beklentilerinin ve kazancının
olması mantığıyla işleyen bir akım.
Size haz veren işler yaptığınızda ondan
bir kazanım elde edecek beklenti içine girersiniz. Bu duygu beyinden dopamin
maddesi denilen bir kimyasal hormonun salgılanmasına neden olur ve bu dopamin
maddesi sizi o eylem için iştahlandırır, heveslendirir, arkasından endorfin
denilen hormon salgılanır ve yaptığınız işten haz almaya başlarsınız. Aslında
bir aktivitenin sürdürülebilirliğini sağlayan beyinsel uyarıdır bu.
Hedonizm felsefi öğretinin özünde aslında
ben güdüsü yatmaktadır. Geri döndüremeyeceğimiz anımızı bize kendimizi iyi
hissettirecek uğraşlarla ve kişilerle geçirmek mantığına dayanan bu öğreti
bakıldığında bencillik ilkesine uyan bir öğretidir.
Peki sevgili yurdum insanı şimdi ben
size soruyorum: Ekonominin kötüye gittiği, insan haklarının karnını doyurmaktan
öteye geçilmediği ülkemde bu bencilliği hak etmiyor musunuz?
Bu ülkede mutlu olmak için belki de ben
güdüsüyle hareket edip size haz veren işlerle meşgul olmak, keyif veren insanlarla
vakit geçirmek yaşama tutunmanın son çaresi olabilir.
Sevgili yurdum insanı, benliğinizin bir
tarafına sıkışmış hedonist duygularınızı açığa çıkartın ve hayattan zevk almaya
bakın. İşte o zaman zor şartlar altında da olsak uzaklardan bir ümit ışığının
yansımasını hep görebileceğiz. Bol hedonist düşünceli günler dilerim.