Canım annem. Yoktum, seninle var oldum. Minik bir kalp
atışıyla kendimi buldum. Kanınla, canınla, yüreğinle temas kurdum. Hem dünyaya
gelmek kolay değildi, hem de dokuz ay parçan olduktan sonra farklı bedenler
olarak ayrılmak. Bu nedenle ben sancılı bir süreçle doğdum, sen sancılı bir
süreçle ilk kez anne oldun.
Hayata, ilk senin kollarında güven duydum. Doğduğum gün
çekilen aile fotoğrafımızda, yüzündeki o masum, biraz çekingen ve güzel ifadeyi
gördükçe her daim hem mutlu oldum, hem de seninle gurur duydum.
Her anımda yanımda seni buldum. Küçük bir çocuktum, hasta
oldum, şimdi bile aklımda olan “Yakın temastan kaçının, size de bulaşabilir”
diyen doktorun cümlesi ile ben uzak durmaya çalışırken sen “Hastasın, kollarıma
ihtiyacın var” diyerek beni kollarının arasında ve koynunda uyuttun. Belki
yaşamdaki çok şeyi unuttum ama o anın güzelliğini ve kollarının sıcaklığını hep
aklımda tuttum.
Güçlü ama bir o kadar da kırılgan ve narin yüreğinin bir
parçası olduğum için hep mutlu oldum. Sevmeyi, kıymet vermeyi, merhameti,
şefkati, vefayı senden öğrendiğim için kendimi şanslı buldum.
Şimdi bile “Nasıl olur da bir gün aksamaz?” dediğim sabah
kahvaltılarımızdaki sıcaklığın tadını her yerde arar oldum. Ne yapılsa da elinin değdikleri kadar güzel
olmayan yiyeceklerin içinde eksik olan ne diye sordum, cevabı çok düşündüm ama anne
sevgisi olduğunu sonunda buldum.
Ne yapsam seninkiler gibi olmadı, ne düzen, ne de nizam.
Anne eli değmesinin fiziksel temastan çok daha öte bir şey olduğunu zamanla
anladım, o ellerin değdiği her yerde neden çiçekler açtığını hiç sorgulamadım.
Çünkü “Anne” olmanın lütfuna ve anneliğin zaman, mekan, hatta kan bağı
kavramlarından uzak olduğuna inandım. Bu lütfun ne olduğunu da; bir hastane
odasında gördüğüm, karnında değil, yüreğinde büyüttüğü bir canın başında
günlerce sabaha kadar gözünü kırpmadan bekleyen bir anne ile anladım.
Karnında ya da değil ama yaşam boyu yüreğinde evlat büyüten
tüm annelerin, annelik yapan babaların, anne gibi seven ya da anne gibi büyüten
kardeş, hala, teyze, babaanne, anneanne ve dedelerin, anne olmayan ya da
olamayan ama bir cana annelik yapanların, hayatta olan ya da olmayan tüm
annelerin, anne yüreklilerin ve canım annemin “Anneler Günü” kutlu olsun. İyi
ki benim annem oldun, iyi ki yüreğinde yer buldum. Varlığına teşekkür, Allah’a
sonsuz şükür…
Bu vesile ile başta annem olmak üzere, yanımızda olan tüm
annelere sağlık ve huzur dolu uzun bir ömür, kaybedilen tüm annelere de rahmet
duasıyla.
Annelik, bu dünya ile sınırlı değil. Kaybedilmiş olsa da,
sesi duyulamasa da, sarılmak için bir beden bulunamasa da, duyulan özlemin tarifi
olmasa da, özel günlerde oluşan boşluk hissi yüreği sızlatsa da, annelikten hiç
bir durum alıkoyabilir mi bir anneyi, ölüm bile olsa?
İyi ki varsınız, iyi ki vardınız..