Poliklinikte hasta muayenesi sırasında, ad-soyad
öğrendikten sonraki ilk sorumuz sıklıkla ne şikayetiniz olduğudur ve bu
yapılacak olanlara yön verir. Bilinçli olarak gelenler şikayetlerini sıklıkla
doğru ve etkili şekilde anlatıyorlar fakat özellikle başka bir branştan
yönlendirme ile enfeksiyon hastalıklarına gelindi ise şikayetin ne olduğunu
anlamamız zaman alıyor.
Öncelikle “Ne şikayetiniz var?” sorusunun cevabı
“Enfeksiyonum var” değildir çünkü enfeksiyon bir şikayet değil, sonuçtur. Ateş,
baş ağrısı, eklem ağrısı, öksürük, boğaz ağrısı, halsizlik vs gibi sizi
rahatsız eden durum ne ise o ifade edilmelidir. Enfeksiyon olup olmadığına
ilgili hekim karar verecektir.
Kan tahlillerinde bakılan beyaz küre (lökosit), crp (c
reaktif protein), sedimentasyon gibi değerler sadece enfeksiyon hastalıklarında
yükselmez. “Kan tahlilimde enfeksiyonum yüksek çıktı” ifadesi de bu nedenle
doğru değildir. Bunları yükselten enfeksiyon dışında romatizmal hastalıklar,
kan hastalıkları, iyi ya da kötü huylu tümörler gibi pek çok neden
vardır.
Hepatitlerde “taşıyıcılık” hastalığın hem taşındığını hem
de bulaştırılabilir olduğunu ifade eder. Hepatitlerde “taşıyıcı olmak” demek
hastalığı bulaştırabilir olmakla birlikte aynı zamanda en azından 6 ayda bir
düzenli doktor kontrolünün bilincinde de olmayı gerektirir. “Ne kadar zamandır
hepatitiniz var?” ya da “Son kontrolünüzü ne zaman yaptırdınız?” sorumuzun
cevabı “Ben sadece taşıyıcıyım, kontrole gerek yoktu” değildir.
Hepatitlerde genetik geçiş değil, bulaş söz konusudur.
Aile içinde birden fazla kişide hepatit olması genetik olduğunu değil,
birbirine bulaştırılmış olduğunu gösterir. Bu nedenle “Ailede başka kimsede
hepatit var mı?” diye sorduğumuzda bunun cevabı “Bizde irsi” değil, “Bizler
aşısız olduğumuz için birbirimize bulaştırdık” olmalıdır.
Hepatit A, hepatit B ve Hepatit C’nin tek ortak
özellikleri karaciğeri etkilemeleri olup her biri ayrı birer hastalıktır ve
birbirlerine dönüşmeleri söz konusu değildir.
Elisa testleri bir çok farklı hastalığın teşhisinde
kullanılan bir yöntemdir, sadece cinsel yolla bulaşan hastalıklara ve AIDS’e
özgü değildir. Hepatitler ve HIV virüsü taraması bu yöntemle yapılır fakat bu
yöntemle başka mikroorganizmalar da taranabilir. Bu nedenle polikliniğe
geldiğinizde “ELISA testi yaptırmak istiyorum” şeklinde bir ifade değil,
sorunun ne olduğunu anlatmanız gerekir ki ilgili tetkiklere karar
verelim.
Solunum yolu enfeksiyonları çoğunlukla viral etkenlere
bağlıdır ve virüslere antibiyotikler etkili olmaz. Bu nedenle hekiminiz viral
enfeksiyon geçirdiğinizi düşünüyorsa antibiyotik vermeyecek ve şikayetlerinize
yönelik tedavi planlayacaktır. Antibiyotik her reçetede olmak zorunda değildir
ve muayene olmadan antibiyotik kullanmamalıdır. Şikayetiniz daha önce
antibiyotik kullandığınız için değil, viral hastalığınız doğal süresini
doldurduğu için geçmiştir.
Antibiyotik reçete ettiğimizde de “Kaç miligramlık
yazdınız?” gibi konu hakkında bilgi yetersizliği olduğunu düşündüren cümleler
lütfen kurmayın. İlaçların miligramları onları birbirleri ile değil, aynı etken
madde olanlar arasında kıyaslamaya yarayabilir. Bazen birinin 500 mg’ı
diğerinin 1000 mg’dan daha etkili olabilir.
Doğru olduğu düşülen yanlışların düzeltilmesi adına
farkındalık oluşturmuş olmayı diliyorum.
Sağlıcakla kalın..