SON DAKİKA
SON DAKİKA


Hayat kısa,kuşlar uçuyor
25.01.2022

Merhabalar.

Covid servisindeki hasta değerlendirme vizitimin bitmesine bir kaç oda kalmıştı. Artık bedenen yorulduğumu hissederek bu son odalardan birine girdim ve ileri yaştaki kadın hastayı değerlendirdim. Takibimin 3.günüydü ve ilk güne göre biraz daha iyiydi. Yakınına, oksijen ihtiyacı devam ettiği için bir süre daha takip etmemiz gerekeceğini fakat düne göre daha iyi olduğunu söyledim. Odadan çıkmak için kapıya yöneldim, bir kaç adım attım. Hasta yakını, “Annem yaklaşık 10-11 yıl kadar önce de bir akciğer rahatsızlığı geçirmişti. O zaman kardeşim oksijen cihazı ile onu evde takip etmişti” dedi. Aldığı oksijen miktarının bu durum için uygun olmadığını ifade ettim. Evde tüple mi, cihazla mı takip edildi, başka bir hastalığı var mıydı, takipten kastı ne idi anlamak için “O zaman ne olmuştu?” ve “Kardeşiniz hekim mi?” diye sordum. “Akciğerine pıhtı atmıştı. Evet, hekimdi fakat 10 yıl önce kaybettik. Annem onun vefatından sonra çöktü, her geçen gün kötüleşti” dedi, sesi titredi, gözleri doldu. Tanıyor olabileceğimi düşünerek kim olduğunu sordum, adını söyledi. İsmi duyunca yatmakta olan hastaya döndüm, bu kez yüzüne daha dikkatlice baktım. Annesine ne kadar çok benzediğini fark ettim, hekim arkadaşımın vefat haberini aldığım, yıllık izinde ve yolda olduğum o anı dün gibi hatırladım.

Biraz geçmişten, kazadan, sonrasında yaşadıklarından konuştuk. “Çok güzel bir evlat ve iyi bir hekim yetiştirmişsin teyzeciğim. Onu hep tebessümü ve hastalara yardımcı olması ile hatırlıyorum” diyebildim, bir kaç anıdan bahsettim. Ne onların gözlerinden sessiz sedasız süzülen yaşları dindirmeye, ne de yürek sızılarını hafifletmeye yetecek cümlelerdi bunlar, bunun farkındaydım ama yıllar sonra hatırlanmış olması ve bir kaç anı, belki bir parça su serpmişti yüreklerine.

Rahmet ve sabır dileyerek garip duygularla ayrıldım odadan. Tam da ne zaman 10 yıl oldu, zaman ne çabuk geçti diye düşünürken, annesi ve ablasının geçen yıllara rağmen taze olan acılarını ve onlar için geçen zamanın yükünü hatırladım, boğazım düğümlendi. Şimdi olsaydı anneciğinin yanında olurdu diye düşündüm.

Bir sonraki odanın kapısını açıncaya kadar aklımdan geçenler bedensel yorgunluğumu unutturdu, hayatın gerçekleriyle bir kez daha yüzleştirdi.

Acının ne tarifi mümkündü, ne de yaşayan dışında hissedilebilecek bir yanı vardı. Hissettiğimizi zannettiğimiz kadarı belki de acıya haksızlıktı. Anladığımızı düşündüğümüz hali bile yürek sızlatırken, yaşayanın yangın yeri olmuş içini ne söndürebilirdi?

Cemal Süreya’nın dediği gibi, “Hayat kısa, kuşlar uçuyor” ve her an kıymetli.

Sağlıcakla kalın.

© 2020 www.karadenizgazete.com.tr | Karadeniz Gazetesi bir Güçlü Ticari Ve Sınai Ürünler Pazarlama Ticaret Ve Sanayi Anonim Şirketi ‘dir.

Giriş Yap