SON DAKİKA
SON DAKİKA


Nereden Nereye
29.03.2022

Merhabalar. Mart ayının sonuna yaklaştık. Başka özellikleri de var elbette ama ülkemiz için salgının doğum ayı olması benim açımdan çok anlamlı. “Salgın” kelimesinin bu kadar hayatımızda olduğu üçüncü marttayız ve tabii ki ilkinden üçüncüsüne gelinceye kadar köprünün altından çok sular aktı…

Henüz ilimizde pozitif saptanmış vaka yok iken acile solunum yolu şikayetleri ile gelen ve birkaç gün önce yurtdışından ülkemize giriş öyküsü bulunan şüpheli bir hasta için, gecenin bir yarısında hastaneye adeta koştuğumu hatırlıyorum. Sadece ben değil, sağlık müdürlüğümüzden bulaşıcı hastalıklar ekibi ve başhekim yardımcımız da aynı şekilde. Acilde hizmet veren doktor arkadaşlarım ile hastayı değerlendirmiş ve ilk örneği yine birlikte, adeta bir seremoni eşliğinde almıştık. O zaman test sonuçları şimdiki kadar çabuk sonuçlanmıyordu ve sonucu öğrenmek için 48 saat beklemek zorunda kalmıştık.

Öğrendiğimiz ilk pozitif sonuçta yapacaklarımız ve hasta izolasyonu konusunda hazırlıklı olsak da, kısa süren bir telaş yaşamıştık.

Pozitif hastaların sayısı arttıkça, sonrasında neler yaşayacağımızı ya da yaşayıp yaşamayacağımızı bilmediğimiz için, hastanede kaldığımız odayı küçük bir yaşam alanı haline çevirmiştik. Hastane dolabımda birkaç hafta idare edebilecek eşyalarımı hazır bulundurmuştum. Ev ile teması azaltmak ve temas ettiklerimize bulaştırmamak için daha uzun dönem ihtiyacım olan eşyalarımı da bir valize sığdırıp bagajıma yerleştirmiştim.

Hasta sayısı yeni servisler açmayı gerektirecek kadar çoğaldıkça ve hala devam ettiğimiz nöbetlerimiz arttıkça, olur da bana bulaşırsa, hiç kimseyi bulaş açısından riske atmadan kalabilmek için bir otelle görüşmüş, sonrasında otelde kalan başka kimse olmadığını öğrenince biraz tedirgin olarak kalmaktan vazgeçmiş, ardından da bir arkadaşımın kullanmadığı evine yerleşmiştim. Yerleşmiştim diyorum ama 24 saat bile olmadan, sürecin kısa süreli olmayacağına karar verip, ailemin de yoğun ısrarı ile evime geri dönmüştüm. İlk 1 yılın yoğunluğunu kabus gibi zannetmiştim, sonrasını bilmeden.

Pandeminin ilk dönemlerinde, “Dünyadaki tüm salgınlar en az iki yıl sürmüş” dediğimde süreyi uzun bulanların şimdi “İki yıla da razıydık” dediği dönemdeyiz. Bu dönemde vaka sayısı azalsa ve hepimiz biraz rahatlasak da bir gerçek var, o da salgının henüz bitmediği gerçeği…

Eve giren her malzeme gibi bizlerin de her vizit sonrasında eve gelince yıkandığı, paketli ürünlerin silindiği, poşetlerin balkonlarda havalandırıldığı, dışarı ile temas etmiş kıyafetlerin kapıdan girer girmez kirliye atıldığı, kimse ile görüşülmediği zamanlardan bu zamanlara geldik. Bizler geldik çok şükür ama bu günleri göremeyenler de oldu.

Bu vesile ile kaybettiğimiz başta hekim arkadaşlarım, hemşire, sağlık memuru, sekreter, teknik ekip, temizlik personeli ve aklıma belki gelmemiş olan sağlık sektöründe çalışanları ve hastalarımızı, sevgi ve rahmetle anmış olalım.

Nereden nereye geldik ve kim bilir daha neler göreceğiz, kısmet olursa. Her gün için çok şükür, bin şükür…  Sağlıcakla kalın.

© 2020 www.karadenizgazete.com.tr | Karadeniz Gazetesi bir Güçlü Ticari Ve Sınai Ürünler Pazarlama Ticaret Ve Sanayi Anonim Şirketi ‘dir.

Giriş Yap