SON DAKİKA
SON DAKİKA


Salgında Yaşam
17.07.2020

Merhabalar,

Covid-19 pandemi süreci devam ederken normalleşmenin, virüsün varlığı ile yaşamaya alışmak olduğunu her fırsatta ifade ediyorum. Virüsün varlığı ile yaşamaya alışmak cümlesinden kastım da şu: Covid-19’la enfekte bireylerin etrafımızda olabileceğini düşünerek tedbirli ve temkinli davranmak, bizim de enfekte olabilme olasılığımızı düşünerek etrafımızdakileri koruyacak şekilde hareket etmek. Unutmayalım ki bir an için aklımızdan geçen “benim bir şikayetim yok ki zaten, bir şey olmaz” ya da “gayet sağlıklı görünüyor, zaten dikkat de ediyor, ondan bana bir şey bulaşmaz” cümleleri, bize virüsün bulaşmasını kolaylaştıracak cümleler olabilir.

Sosyal bir varlık olan insan hiçbir zaman alışılagelmiş düzenini bozmak, değiştirmek istemez. Yıllarca toplumda iç içe yaşamış bireylere yani bizlere de alıştığımız bu düzeni değiştirmek kolay gelmiyor. Süre uzadıkça biraz rehavet, biraz yorgunluk, biraz da eski günlere özlemin verdiği boş vermişlik ile birkaç ay dikkat edilen önlemler son dönemde gevşemeye başlıyor. En tehlikeli zaman, tam da işte bu zaman. Sıklıkla bulaşmaları bu zamanlarda görüyoruz.

Her gün açıklanan vaka sayılarında son dönemdeki düşüşü görünce salgının bittiğini düşünmemek gerek. Çünkü ülkemizde hâlâ her gün ufak oynamalarla neredeyse 900-1000’e yakın yeni hasta, yoğun bakımda takip edilen vakalar ve Covid-19’a bağlı ölümler var. Bu ne demek? Tek bir vaka ile salgının başladığını düşünürsek bu “tehlike hâlâ devam ediyor ve virüs aramızda” demek.

Ülkemizdeki total vaka sayıları anlamlı fakat asıl anlamlı olan yaşadığınız şehirdeki hasta sayısı. Total rakamlar azalırken yaşadığınız şehirdeki hasta sayısının artması gevşemeyi değil, daha fazla dikkat ve özen göstermeyi gerektiriyor çünkü.

Özellikle bir şehirden başka bir şehre gidenlerin en az 14 gün kalabalık ortamlarda bulunmaması, kendisini potansiyel bulaştırıcı olarak görüp maske, sosyal mesafe ve el hijyeni konusunda gereken hassasiyeti göstermesi gerek.

Salgının ilk döneminde çocukların hasta olmadığı bilgisi varken şu an için her yaş grubunun hasta olabileceğini biliyoruz. Oyun alanlarında birbirleri ile yakın temas halinde olan çocukların virüsün bulaşmasına ve hastalığın diğer aile bireylerine taşınmasına neden olabileceğini unutmamalıyız.

Düğünler ve cenazeler hem kalabalık olunması, hem de farklı şehirlerden insanların bir arada bulunma olasılığını arttırması bakımdan özellikle dikkat edilmesi gereken yerler. Camiler ve toplu taşıma araçları için de aynı risk söz konusu.

Bir diğer yüksek riskli alanlar restoranlar ve kafeteryalar. Çünkü yemek yeme ve çay, kahve, meşrubat gibi bir şeyler içme sırasında ne yapıyoruz? Maskemizi çıkarıyoruz. Maskenin çıkması da hem etrafa virüs saçmamıza hem de virüsün bulunduğu damlacıkları almamıza neden olabilir. İş yerleri ve toplu çalışılan alanlar için de aynı durum söz konusu. Arkadaşımızın hasta olmadığını ya da virüs taşımadığını da bilemeyiz, bizim kendimizi o an iyi hissediyor olsak bile hasta olmayacağımızı ya da virüs taşımayacağımızı da. Bu nedenle sürekli korunmak ve etrafımızdakileri korumaktan başka yapacak bir şeyimiz yok. Bunu da maske kullanarak, sosyal mesafeyi koruyarak ve el hijyenine özen göstererek sağlayacağız.

Güzel ve gönlümüzce geçireceğimiz günleri görmek dileğiyle.

Sağlıcakla kalın.

© 2020 www.karadenizgazete.com.tr | Karadeniz Gazetesi bir Güçlü Ticari Ve Sınai Ürünler Pazarlama Ticaret Ve Sanayi Anonim Şirketi ‘dir.

Giriş Yap