Ulusumuz, Çanakkale’de var veya yok olma savaşını vermiştir.
Dikkatten kaçmayan ise, dünün satılmışları ve Atatürk düşmanları, nedense bugün
Çanakkale Savaşlarının arkasına sığınmak istiyorlar. Belki de haklılar, çünkü
Türk ve dünya tarihinde unutulmayacak bir savaştır Çanakkale Savaşları.
Mermilerin havada çarpıştığı, her santimetrekareye birkaç merminin düştüğü bir
kahramanlık destanıdır da. Çanakkale Savaşları 1919 yılının 19 Mayıs’ında
başlayan Kurtuluş Savaşlarının da bir provasıdır. Çünkü orada kahramanlık
gösteren erinden paşasına kadar tüm vatanseverleri Kurtuluş Savaşı saflarında
görüyoruz.
İngiltere ve Fransa bu savaştan beklentilerini
gerçekleştirmek için işbirliği yapmışlardı. Yedi düvelden gelen koskoca bir
ordu, yine asrın son model savaş gemileri, yutacakları lokma için, emecekleri
kan için Çanakkale’ye koşmuşlardı. Ne yazık ki o lokmalar boğazlarında kalmış,
Boğaz’ın soğuk sularında boğulmuşlardır. Çanakkale Boğazı’nda, Conkbayır’da,
Seddülbahir’de kısaca Gelibolu Yarımadası’nda. Mehmet Akif’in dediği gibi:
“Kimi Hindu, kimi yamyam kimi bilmem ne bela.” Evet, Hintliler, Kanadalılar, Yeni
Zelandalılar, Anzaklar, İngilizler, Fransızlar 15 yaşında bıyıkları yeni
terleyen çocuklarımızla karşı karşıya gelmişlerdi Çanakkale ‘de.
Savaşlar, tarih kitaplarıyla hafızalarda canlı kalır.
550.000 kişilik düşman ordusu karadan, İngiliz ve Fransız savaş gemileri
denizden barut, mermi kusuyordu ordumuza. Kurşunlar, şarapnel parçaları atılan
bombalar siperlere yağmur gibi yağıyordu. Bir Yahya Çavuş, bir takım askerle üç
gün üç gece bir birliğe karşı direniyordu. O Savaş’ta Koca Seyit, 257 okkalık
bir top mermisini, topun ağzına tek başına yerleştiriyordu. Peki, bu
olağanüstülüğün kaynağı ne olabilir? Sorusunun yanıtı ise ruhtur, inançtır,
onurdur.
13 yaşındaki çocuk askerlerimiz, üniversitelerde okuyan
gençlerimiz, Çanakkale’de ölüme koşmuştular. Şehit oldular. 250.000 şehidimiz
Gelibolu toprakları ile koyun koyuna yatmaktadırlar. Onun için Çanakkale bizim
için bir tarihtir, bir destandır. Çünkü ordumuz boyun eğmemiş bunun yanında
Çanakkale Savaşı, ulusumuza bir lider armağan etmiştir. Mustafa Kemal denilen
ve tarihin yazdığı o kahraman, Arıburnu’na çıkan düşman kuvvetlerini azmi,
inancı ve bilgisi ile orada durdurmuştur. Atatürk düşmanları ne kadar
zorlanırsa zorlansın ve tarih sayfalarından silmek için ne kadar çaba
gösterirlerse göstersinler o askeri dehanın başarısını tarih sayfalarından ve
ulusumuzun yüreğinden silemezler.
Emperyalist güçler, bu savaşla dünya tarihini
değiştireceklerdi. Anadolu’ya, Ortadoğu’ya egemen olacaklardı. Balkanları kendi
yanlarına alacaklar, Rusya’yı yeniden güçlendireceklerdi. Osmanlı ordusunu saf
dışı bırakacak, Kafkas cephesinde bulunan Rus ordusunu o cephede
rahatlatacaklardı. Oldu mu? Olamadı. Çünkü inanmış bir toplum ve inanmış
komutanlar düşmanın tüm hesaplarını bozdular. Biz, bu büyük ulusun vatansever
evlatları olarak, bu cennet vatanımız için özgürlüğümüz için, bağımsızlığımızı
için ve tarihten getirdiğimiz inançlarımız için her zaman uyanık ve yürekli
olmak zorundayız. Yalan mı?