Siyasal partiler, demokrasinin olmazsa olmazladır. Sanıyorum
14 Mayıs 2023 tarihinde seçimler yapılacaktır. Adaylar ve parti taraftarları az
da olsa çalışmaların içine girdiler. Kolay gelsin. Bu seçimler, ulusumuzun
yaşamında son derece önemli dönemeç olacaktır. Çünkü az gelişmiş ülkelerde
demokrasi, ters dönen çark gibi halkın zararına değişimler gösterebiliyor. Onun
için demokrasi adına, halk adına önemsiyorum bu seçimleri. Ancak doğrusunu
söylemek gerekirse partilerin ittifak arayışlarını da yadırgıyorum. Sanki tek
başlarına seçime girmekten korkuyorlar da birinin desteğine gereksinimleri var
gibi bir düşünce oluşturuyor bende. Bu ittifakın oluşmasında etkili olan
elbette ki Cumhur ittifakıdır. Arapça adı ile ittifak, Fransızcası ise
koalisyon olan bu yaklaşım, başlangıçta birlik bütünlük açısından olumsuz
karşılanmıştı. Ama zaman, Cumhur İttifakı’nı ortaya çıkardı. Doğal olarak bunun
karşısında da Millet İttifakı oluştu.
Gerçekten ekonomi ve eğitim alanında az gelişmiş ülkelerde
halkın iradesi zaman zaman kâğıt üzerinde kalıyor. Bir taraftan siyasal
iktidarın baskısı, diğer taraftan patronların etkisi, seçimlerde önem
kazanıyor. Bir de en tehlikelisi halkın duygularını istismar etmektir. Güzel
dinimizi sömürmek, inancımızı oya dönüştürmek çabası, tehlikeli sonuçlar
doğruyor.
Ekonomistlerin belirttiğine göre ülke nüfusunun yüzde
altmışı, asgari ücretin altında elde ettiği kazançla geçimini sağlamaya
çalışıyor. Bu yaklaşımda gösteriyor ki ülkemizde yaşayan 60 milyon insan
yoksulluk sınırının altında hayatını sürdürüyor. Çağın koşullarına uygun evi
olmayan, sağlık koşullarından gereği gibi yararlanamayan, evine ekmek parası
götüremeyen geniş kitlelerin yüzünü güldürecek kimler olacaksa onlar
seçilsin. Adaylar, aşağı yukarı bilinen
kişiler. Yine tepeden inme adaylar bunlar. Mutlaka hepsinin toplumsal
saygınlığı var. Hepsini az çok tanıyoruz. Ancak bu adaylarımızdan beklentimizin
başında karşılıklı saygıdır. Sonra hoşgörüdür. Birbirlerine hakaret ederek,
birbirlerini küçülterek oy toplama dönemi sanıyorum ki çoktan bitti v e
bitmelidir de.
Kendi partisinde çalışmış, hatta yıllarca bakanlık yapmış,
Başbakanlık yapmış kişiler, partiden ayrılınca onları, küçümsemek ve hoş
olmayan sözlerle hakaret etmek adaylara özellikle lider kadrolara yakışmıyor.
Biz, kimsenin karakaşına kara gözüne bakarak oy verecek değiliz. Bu güzel
ülkemize ve toplumumuza getirecekleri olumluluklar nelerdir, halkımızın
çıkarına yönelik çalışmalar neler olacaktır? Demokrasi adına, hukuk adına,
toplumsal gelişmişlik adına, sunacakları projeler, olmazsa olmazlarımızdır. Ben
Türk halkının büyük bir olgunlukla seçimlere katılacağını ve beğendiği proje
sahibi ittifaka oy vereceğine inanıyorum. Çünkü tüm değer yargılarımızı hiçe
sayan olumsuz tabloya olumlu göstermeye çalışan siyasi yaklaşımlara oy vermek
niyetinde değiliz.
Siyasi partilerimizin; yargı, yasama, yürütme, basın gibi
kuruluşlara sahip çıkması ve demokrasi adına onları gözü gibi koruması en büyük
isteğimizdir. Montesquieü’nün dediği,” yargılama gücü, yasamadan ve yürütmeden
ayrılmamışsa orada hürriyet yoktur. Eğer yargı, yasama ile birleşmiş ise
vatandaşın hayatı ve özgürlüğü keyfiliğe bırakılmıştır. O zaman yargı, hüküm
veren değil, iktidarın isteği doğrultusunda kararlar veren kuruluş olur .”Ünlü
düşünürün yaklaşımı, ulusumuza,
geçmişten gelen köklü demokrasi geleneğimize ters düşmemektedir.