Renginiz nedir?

Nasıl bir sevgidir sizin sevginiz? Nasıl bir Trabzonsporluluktur? Nasıl sahiplenmektir? Beşiktaş Fenerbahçe maçından sonra sosyal medyada, sözde, güya Trabzonsporluluğu kimselere bırakmayanlar, hakem Ali Palabıyık’tan tutun da Fenerbahçeli futbolculara kadar öyle bir eleştiriler yaptılar ki, bu eleştirileri, yorumları okuyunca, kendi kendimize ‘acaba biz bu yorumların sahiplerini yanlış mı tanıdık’ dedik. Yorum yapanları bayağı sorguladık. Hele tv ekranlarında Trabzonspor için ferman yazanları görünce şaşkınlığımız bir kez daha arttı.

O yorumların sahiplerine naçizane tavsiyemiz şu olsun: Renginiz net olsun. Beşiktaşlıysanız elbette buna saygı duyarız. Haşa lafımız yoktur. Elbette bundan dolayı Beşiktaş’ı savunma hakkına sahipsiniz.

Amma velakin bir taraftan Trabzonsporluyum deyip, Trabzonspor’u acımasızca eleştireceksiniz, diğer taraftan Beşiktaş’ın oynadığı her maça aslanlar gibi yorum yazıp, ahkam keseceksiniz. Yok öyle arkadaş! Yok öyle bir yağma! Trabzonsporluluğunuz film icabı değil adam ve ip gibi olmalıdır.

İRİ VE DİK DURABİLİYORLAR MI?

1461 Trabzon kötü gidiyor. Kötü gitmesinin nedeni bize göre, söylenen sözlerin, verilen vaatlerin yerine getirilmemesidir. Ara transferde listeler verildi. İsimler belirlendi. Ne çare ki takıma sadece Muhammet Beşir katıldı. Gerisi yılan hikâyesi, pardon yalan hikâyesi oldu, yapılacak transferler başka bahara kaldı. O da takım kümede kalırsa...

Peki 1461 Trabzon yönetim olarak ne yaptı? Üst yönetim karşısında dik, iri bir duruş sergileyebildiler mi? Bunu sorduk, soruşturduk. Bırakın iri ve diri durmayı, adamlara Gaziantep maçını bile çok gördüler.

Sadece başkan Osman Aynacı davet edilmiş Akyazı’da oynanan Antep maçına. E o zaman fazla söze gerek var mı? Anlaşıldığı üzere, 1461 Trabzon’da her şey Lafontaine’den masallara dönmüş. Hayırlı olsun yeni masallar, yeni hikayeler yazıp çizip, uygulamaya.