Son aylarda Rus casus gemisi Yantar'ın Kuzey Denizi'nde İngiltere'nin kritik su altı altyapısını haritaladığının tespit edilmesi, sabotaj endişelerini artırdı.
Yantar olarak bilinen gemi, Rusya Savunma Bakanlığı'na bağlı bir kurum tarafından işletiliyor ve resmi olarak oşinografik araştırmalar yürütüyor. Ancak Batılı yetkililer geminin derin deniz casusluğu için kullanıldığına inanıyor.
İNGİLİZ BAKAN UYARMIŞTI:NE YAPTIĞINI GÖRÜYORUZ PUTİN
İngiltere Savunma Bakanı John Healey Ocak ayında yaptığı açıklamada Rus casus gemisi Yantar'ın İngiliz sularına girdiğinin tespit edildiğini belirterek Rusya'yı açık açık uyarmıştı.
Bu olayın artmakta olan Rus saldırganlığının bir başka örneği" olduğunu belirten Healey "Rus casus gemisi, İngiltere'nin kritik deniz altı altyapısı hakkında bilgi topluyor ve haritalama yapıyor. Başkan Putin’in şunu duymasını istiyorum: Sizi görüyoruz, ne yaptığınızı biliyoruz ve bu ülkeyi korumak için güçlü önlemler almaktan çekinmeyeceğiz." ifadelerini kullanmıştı.
İngiliz medyasında yer alan haberlerde Yantar'da derin deniz takip cihazlarıyla birlikte, çok gizli birimlerin iletişimini sağlayan kablolara bağlanacak ekipmanların bulunduğu, Rusların küçük denizaltılarla kablolara bağlanıp onları kesebileceği iddia ediliyor.
PUTİN İÇİN HAZIRLANIN: 72 SAAT YETECEK HAYATTA KALMA ÇANTASI
Geçtiğimiz kış İngiltere'de yaşanan elektrik kesintileri, Danimarka'dan yapılan ithalat ve acil durum rezervlerinin devreye sokulmasıyla atlatılmıştı.
Uzmanlara göre, bu kesintiler, tehdidin ciddiyetini ortaya koydu. İngilizleri olası bir Rus saldırısına karşı uyaran güvenlik uzmanları, vatandaşların 72 saat yetecek bir "hayatta kalma çantası" hazırlamaları gerektiğini bildirdi.
İngiliz medyası söz konusu uyarıyı 'Putin için hazırlanın' başlığı ile okuyucularına sundu ve acil durum çantasında olması gerekenleri sıraladı..

Uzmanlara göre çantada su, bozulmayan gıda, ilaçlar, pille çalışan radyo, el feneri, kimlik belgeleri ve İsviçre çakısı bulunmasını gerekiyor.
SALDIRI ENDİŞESİ: BİZİ SAVUNMASIZ BIRAKIYOR, ENERJİ FİYATLARINI YÜKSELTİYOR
İngiltere, "Net Sıfır" çevre hedefleri doğrultusunda kömürle çalışan elektrik santrallerini kapatması nedeniyle enerji ihtiyacının büyük bölümünü ithalatla karşılıyor. Ülkenin kullandığı doğalgazın yaklaşık yüzde 40'ı Norveç'ten ithal ediliyor. Bu gazın büyük kısmı 700 mil uzunluğundaki Langeled boru hattıyla taşınıyor.
Eski NATO Genel Sekreteri Lord Robertson tarafından hazırlanan Hükümetin Stratejik Savunması İncelemesi'nde, kritik su altı altyapısının korunması önemli bir başlık olarak yer aldı.
Bu karar, Rusya'nın son iki yılda Baltık Denizi'ndeki kablo ve boru hatlarına yönelik sabotaj girişimlerinin ardından geldi. Muhafazakar Parti Milletvekili Nick Timothy, bağlantı hatlarının Rusya gibi devletlerin saldırılarına açık olduğunu vurgulayarak, "Aşırı karbonsuzlaştırma politikaları bizi savunmasız bırakıyor ve enerji fiyatlarını yükseltiyor" ifadelerini kullandı.
Birleşik Krallık Enerji Güvenliği ve Sıfır Emisyondan Sorumlu Devlet Bakanı Ed Miliband, 2030 yılına kadar elektrik ihtiyacının yüzde 5'inden fazlasını fosil yakıtlardan karşılamayarak ülkeyi "temiz enerjinin süper gücü" yapma sözü verdi. İngiliz hükümetinin temiz enerji politikası doğrultusunda, Nottinghamshire'daki ülkenin son kömür santrali geçtiğimiz Eylül ayında kapatıldı. Santral, iki milyon eve yetecek enerji üretme kapasitesine sahipti.
Daily Mail'ın haberine göre, ismi açıklanmayan bir hükümet sözcüsü, "Temiz enerji yatırımları güvenliğimizi artıracak ve faturaları düşürecektir" açıklamasını yaptı. Hükümetin, 2027'ye kadar savunma harcamalarını GSYİH'nin yüzde 2,5'ine çıkarmayı planladığı belirtildi.
AB DE BENZER BİR UYARIDA BULUNMUŞTU
Avrupa Birliği de geçtiğimiz haftalarda üye ülkelerde kritik ekipman stoklarının artırmasını ve halkın acil durumlar için en az 72 saat yetecek malzeme bulundurmaya teşvik edilmesini talep etmişti.
AB Komisyonu, doğal afet, savaş veya jeopolitik krizler gibi karmaşık tehditler ve sınamalar karşısında yaşanabileceklere yönelik yeni hazırlık stratejisini kamuoyu ile paylaştı.
Stratejiye göre, Avrupa krizlere karşı daha hazırlıklı hale getirilecek.Kriz durumlarında temel toplumsal hizmetlerin devamı sağlanacak. Bu kapsamda hastaneler, okullar, ulaşım ve telekomünikasyon gibi temel hizmetler için asgari hazırlık kriterleri geliştirilecek.Üye ülkelerde su dahil kritik ekipman ve malzeme stokları artırılacak.
Halkın acil durumlara karşı daha hazırlıklı olması sağlanacak. Bu kapsamda, halkın acil durumlarda en az 72 saat boyunca yeterli olacak miktarda temel malzemeleri ve ihtiyaçları bulundurması teşvik edilecek.Okulların müfredatlarına hazırlıklı olunması için yapılacaklar konusunu içeren dersler entegre edilecek ve bir hazırlıklı olunma günü başlatılacak. Krizlere karşı müdahalede koordinasyon geliştirilecek.Mevcut AB kriz yapıları arasındaki entegrasyonu iyileştirmek için bir AB Kriz Merkezi kurulacak.