A+ A-
Yorum
10

Bakan Tekin: Öğretmen, şube tercihinde merkezi yerleştirme yapacağız

Yayın Tarihi: 02.09.2024 - 14:10
Milli Eğitim Bakanı Tekin, "Çocuklarımızın artık 1. ve 5. sınıfa kayıt olduklarında öğretmen, şube tercihi konusunda okul müdürlerimizin zor durumda kalmasını önleyecek merkezi yerleştirmeyi yapacağız" dedi.
Kaynak:AA

Anadolu Ajansı (AA) Editör Masası'na konuk olan Bakan Yusuf Tekin, gündeme ilişkin soruları yanıtladı, değerlendirmelerde bulundu.

Yeni eğitim öğretim yılının öğretmen, öğrenci ve velilere hayırlı olmasını dileyen Tekin, başarılı ve sağlıklı bir eğitim öğretim yılı diledi. Geçen yıl ciddi bir sıkıntı olmadan, öğretmenlerin fedakarlık ve çabalarıyla sağlıklı bir eğitim öğretim yılını tamamladıklarını ifade eden Tekin, "İnşallah bu yıl da öyle olur." dedi.

Bugün sadece uyum sınıflarının değil, aynı zamanda öğretmenlerin seminer döneminin de başladığını bildiren Bakan Tekin, yaklaşık 17 milyon öğrencinin kayıtlarının tamamlandığını, açık liselerde kayıtların devam ettiğini söyledi.

Tekin, Milli Eğitim Bakanlığı bünyesinde 1 milyon 24 bin 229'u öğretmen, 107 bin 633'ü idareci olmak üzere toplam 1 milyon 131 bin 862 öğretmen ve idareci olduğunu bildirdi.

Bakan Tekin, 60 bin 600 resmi okul bulunduğunu, bakanlığa bağlı halk eğitim merkezi, olgunlaşma ve rehberlik araştırma merkezleri gibi 2 bin 447 resmi kurum olduğunu söyledi.

Toplam 14 bin 226 özel okulda 122 bin 768 öğretmen olduğunu aktaran Tekin, muhtelif kurs diye tanımladıkları 22 bin 546 kurumun da bulunduğunu, toplam 99 bin 819 resmi ve özel kurumda 1 milyon 254 bin 630 öğretmen ve idarecinin görev yaptığını ifade etti.

Tekin, bu rakamları ne kadar büyük bir aile olduklarını göstermek için paylaştığını, Türk toplumunun eğitim öğretim sürecine yakın ilgi gösterdiğini belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:

"86 milyona yakın nüfusumuzun tamamı eğitim öğretim süreçlerini yakından takip ediyor. Ya kendi çocukları ya bizzat kendisi öğrenci ya torunları öğrenci. Böyle çok dinamik bir biçimde yürüyen bir süreç. Kuşkusuz bu 86 milyon kişi içerisinde herkesin kendine has farklı düşünceleri, farklı önermeleri var eğitim sistemiyle ilgili.

Kimisinin işte müfredatla ilgili düşünceleri var. Kimisinin okulların yapısıyla ilgili düşüncesi var. Ama hepsi farklı bir zenginlik bizim açımızdan. Biz de bu zenginlikten faydalanmaya çaba sarf ediyoruz."

"Bilgiyi beceriye dönüştürmeye evrilmiş durumda"


Yeni müfredatla ilgili bilgi veren Tekin, "Tüm dünyada bilgiye ulaşmakla ilgili süreç değiştikçe eğitim öğretim sistemlerinin içeriği de değişiyor." dedi.

Tekin, geçmişte bilgiye erişimle ilgili sıkıntılar bulunduğunu ifade ederek, şöyle konuştu:

"Yani 1980-90'lı yıllarda çocuklarımızın, gençlerimizin bilgiye erişimle ilgili sıkıntı yaşadıkları bir dönem yaşıyorduk. Hepimiz öğrencilik yıllarımızda en azından benim yaş kuşağım, herhangi bir bilgiye erişmek için ya okul kitaplarımızdı referans kaynağımız, okul kitaplarımızda yoksa il halk kütüphanelerindeki ansiklopediler üzerinden bilgiye erişmek için günlerimizi ayırmak zorunda kalıyorduk. Dolayısıyla o yıllardaki eğitim öğretim sistemi, bilgiyi öğrenciye verme odaklıydı. Fakat şimdi artık çocuklarımızın bilgiye erişimle ilgili inanılmaz bir kolaylık var. Bu kolaylıklar içerisinde de çocuklarımız okulda aldıkları bilgiyle tatmin olmuyorlar. Çünkü farklı ortamlarda, işte dijital mecralarda, elektronik ortamlarda farklı tür bilgilere çabucak erişebiliyorlar ve bu bilgiye erişmek için de belki bir dönem veya bir ders kitabı onlar için yeterli olmayabiliyor. Dolayısıyla dünyanın her tarafında bu gelişmeler ışığında eğitim öğretim sisteminin mantığı bilgi vermekten, elde ettikleri bilgiyi beceriye dönüştürmeye evrilmiş durumda."

"Müfredat her yılın ilk kademesinde uygulanacak"


Türk eğitim sisteminin bu dönüşümü gerçekleştirmediğini dile getiren Tekin, "2010'lu yıllardan itibaren bununla ilgili Milli Eğitim Bakanlığı kurumsal hafızası içerisinde bir çalışma projesi başlattı." dedi.

Tekin, bu süreçte sadece kendi argümanları değil, uluslararası rapor ve verilerin de gözetildiğini bildirerek, şunları söyledi:

"Türkiye'deki eğitim sistemiyle ilgili yapılan en temel eleştirilerden biri hala kazanım ve bilgiyi çocuklarımıza sunma odaklı olduğu için eleştiri vardı. Bizim uluslararası arenada rekabet edebilecek bir biçimde, elde edilen bilgiyi beceriye dönüştürebilecek bir eğitim sistemi geliştirmemiz gerekiyordu. Bu bakanlığın kurumsal yapısı içerisinde uzun yıllar üzerinde çalışılan, uluslararası eleştirileri ortadan kaldırmaya yönelik bir müfredat çalışması yürüyordu. Bu çalışmaların neticesinde geçtiğimiz mayıs ayı başı itibarıyla onay süreci tamamlanan bir müfredatımız var. Bu müfredat bu yıl her kademenin ilk sınıfında, yani ana sınıflar, anaokulları, ilkokul 1. sınıflar, ortaokul 5. sınıflar ve ortaöğretim kurumları yani liselerin hazırlık sınıflarıyla birinci sınıflar, yani 9. sınıflarda bu yıl itibarıyla uygulanmaya başlamış olacak."

"Kademeli geçiş planladık"


Kademeli geçişle ilgili çok önemli bir gerekçeleri olduğunu, çünkü sistemi ciddi bir revizyona tabi tuttuklarını söyleyen Tekin, "Aynı anda bu değişimi yapmak veya müfredat değişikliğini hayata geçirmek, belli sınıflarda belli kayıplar, hukuki sonuçlar doğurabilir. O yüzden biz kademeli olarak geçmeyi planladık." dedi.

Tekin Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli adı verilen beceri temelli bu yeni modelin uluslararası eleştirileri de ortadan kaldıracağını ifade ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bu model çocuklarımızın okulda elde ettikleri bilgileri beceriye dönüştürebilmeleri üzerine kurgulanmış bir model. Bizim müfredatımızla ilgili uluslararası arenadaki ikinci önemli eleştiri, müfredatımızın bilgi verme odaklı olması hasebiyle doğal olarak ağır olması, çok yoğun olması. Her türlü bilgiyi müfredatın içerisinde çocuklarımıza vermek mantığından hareket edildiği için müfredatımız da ağır olmakla eleştiriliyordu uluslararası raporlarda da. Bizim yeni müfredatla beraber ikinci olarak yaptığımız şey, çocuklarımızın üzerindeki bu ağır müfredat yükünü biraz hafifletmek, biraz sadeleştirmek istedik. O sadeleştirmeyi de yaptık. Şu anda müfredatımız yaklaşık olarak toplamına baktığımızda yüzde 35 civarında hafiflemiş olacak.

Üçüncüsü de bize özgü, benim iddiam şu, her ülkenin kendine ait, kendi referans değerleri çerçevesinde bir model ürettiğini görüyoruz. Kamuoyunda da konuşuluyor. İşte Finlandiya modeli, Singapur modeli, Güney Kore modeli gibi örnekler var. Biz dedik ki Türkiye modeli de biz de bir model yani kendi toplumsal yapımızın ihtiyaç duyduğu bir müfredat oluşturabiliriz. Bunu da Türkiye modeli adıyla... Orada da olayın bu kısmındaki önemli nokta çocuklarımızı, toplumsal değerlerimizi, milli birlik ve beraberliğimizi, çocuklarımızın sahip olmasını istediğimiz ortak değerlerimizi, çocuklarımızın içselleştirmesi, çocuklarımızın bu değerlere sahip olarak yetişmesi ve bu değerleri de toplumsal ilişkilerinde, toplumsal hayatında yaşayabilmesi ve yaşatabilmesi, gelecek kuşaklara da bunun aktarılması. Bu da bizim önem verdiğimiz bir başka başlık. Bu üç çerçevede, üç başlık etrafında Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli bu yıl biraz önce bahsettiğim ilk başlangıç sınıflarında uygulanmaya başlayacak."

Bu yıl 1. sınıflara ait ders kitaplarını değiştirdiklerini belirten Tekin, şu bilgileri paylaştı:

"Diğer sınıflardaki ders kitaplarımız ile geçtiğimiz yıllarda yürürlükte olan, çocuklarımızın okuduğu kitaplarla devam edeceğiz. Orada da zaten Talim Terbiye Kurulu Başkanlığının bir süreci var. O süreçten geçmiş kitaplar o sınıflarda devam edecek. Bu yıla yani yeni müfredata özgü ders kitaplarını ise Bakanlığımızın ilgili genel müdürlükleri ve bu müfredat değişikliklerini yapan komisyonlar, kurullar yeni kitapları yazdılar. Onların basımları da tamamlandı. İl ve ilçe merkezlerine gönderilmişti, bu hafta başı itibarıyla okullara da gönderilmeye başlanacak. 9 Eylül günü bu kitaplarımız okullarımızda olacak. Şu an 1. sınıfa başlayan öğrencimiz 12. sınıfa kadar artık yeni müfredatla ve yeni ders kitaplarıyla devam edecek. Fakat aradaki öğrencilerimiz mezun oluncaya kadar mevcut müfredat ve mevcut kitaplarıyla devam etmiş olacak."

"6 Şubat'ta sahip olunan derslik sayısının üzerine çıkacağız"


Tekin, 6 Şubat 2023'teki depremlerin ardından Bakanlık olarak bölgede çalışmalara başladıklarını dile getirerek, şunları kaydetti:

"Önceki Bakanımıza ve ekibine de ayrıca teşekkür etmek istiyorum. Gerçekten süreci koordine edebilecek bütün tedbirleri almışlardı. Biz de devam ettirdik. Milli Eğitim Bakanı olarak göreve başladığımız andan itibaren Bakanlık merkez teşkilatında özellikle yıkılan dersliklerin inşası açısından bir koordinasyon kurulu oluşturduk. Bu 11 ilde görevli arkadaşlarla sürekli irtibat halindeydiler. Sayın Cumhurbaşkanı'mızın bize talimatı şuydu; '6 Şubat günü her ilimizde sahip olunan derslik sayısının üzerine çıkacağız.' Biz de kendimize derslik sayısı olarak böyle bir projeksiyon çizdik. Bu İçişleri Bakanlığı, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ve Milli Eğitim Bakanlığı koordinasyonunda yürüttüğümüz bir süreçti."

"Deprem konusunda dayanıklı okullar olarak inşa ettik"


Depremden etkilenen illerdeki milli eğitim müdürleri ile okulların inşa süreçlerini yakından takip ettiklerini vurgulayan Tekin, şöyle konuştu:

"En son geçtiğimiz hafta son bir durum değerlendirmesi yapmak üzere bu 11 ildeki milli eğitim müdürlerimizi davet ettik ve konuştuk. Bu 11 ilimizde deprem sebebiyle yıkılan ya da ağır hasarlı olduğu için ders yapamayacağımız, yıkılması gereken derslik sayımız toplam 9 bin 935. Yani, 9 bin 935 derslik kullanılamayacak durumdaydı. Bu 9 bin 935 dersliğin yerine, 19 bin 784 derslik planlandı. 11 ilin tamamında 6 Şubat sabahı sahip olduğumuz derslik sayısının en az yüzde 10 üzerine çıkmış durumdayız. Bu hem rahatlatacak bir tedbir hem de Sayın Cumhurbaşkanı'mızın bu konudaki talimatlarının hızlı bir şekilde yerine getirildiğini gösteren bir rakam."

Depremin ardından öğrencilerin öğrenme kayıplarını ve psikolojik problemlerini çözmek için birçok etkinliği hayata geçirdiklerini anlatan Tekin, şu bilgileri verdi:

"Aynı şekilde depremden etkilenen yetişkinler için Hayat Boyu Öğrenme Genel Müdürlüğümüzce, halk eğitimi merkezleri üzerinden kurslar açıldı. Hem depremin yarattığı hasarı ortadan kaldırmak hem de oradaki insanlarımızın yeni meslek edinmelerine de yardımcı olacak kurslar organize ettik. 9 Eylül sabahı itibarıyla 11 ilin tamamında eğitim öğretim süreci hiçbir sıkıntı olmadan başlamış olacak. Deprem konusunda dayanıklı okullar olarak inşa ettik. Çevre düzenlemesinden, teknolojik altyapısına kadar her şeyi planlanarak okullarımız hazır hale getirilmiş olacak."

Kayıt ücretleri konusunda ek tedbirler alınacak mı?


Önce şunu netleştirelim. Biz zorunlu çağına giren bütün öğrenciler için eğitim öğretim planlaması yapıyoruz. Evini en yakın okula öğrencinin kaydını otomatik olarak yapıyoruz. Sınavla yerleşen okullara da çocuklarımız puan üstünlüğüne göre kayıt yapılıyor.

Kimsenin kayıt ücreti alabilecek bir inisiyatifi yetkisi yok. Ben okul müdürlerimin zan altında bulunmasını istemem. Çocuklarımızın artık birinci ve beşinci sınıfa kayıtlarında okul müdürlerimizin zor duruma düşmesini engellemek için merkezi kayıt sistemini hayata geçirdik.

Okul müdürlerimize 'benim çocuğumu illa şu öğretmene yazdırın veya şu şubeye çocuğumu yazdırmak istiyorum' gibi ısrarın anlamı yok çünkü okul müdürlerimizin inisiyatifi yok.

Kitap fiyatları


Kitap fiyatlarıyla ilgili denetimde sıkıntılı fiyat politikası belirleyen özel okullara yaptırım uyguluyoruz. Asgari ücretin 10 katı, 20 katı, üçüncüsünde de kapatma var. Özel okullarda Talim Terbiye Kurulu Başkanlığımızın onayladığı kitapları zorunlu hale getirdik. Ders kitaplarını okullara göndermiş olacağız, ilave kitaba ihtiyaç yok.

"Af gündemimizde yok"


Hala 'bakanlık af yapar' beklentisiyle devamsızlık yapan öğrenciler olduğunu düşünüyorum. Devamsızlık ve sınıf tekrarıyla ilgili bir af gündemimizde yok.

Mesleki ve teknik eğitim liseleri bünyesinde ortaokullar geliyor


Mesleki ve teknik eğitim liseleri bünyesinde ortaokullar açmaya başlıyoruz. Nitelikli iş gücü yetişmesi açısından sektörle beraber ciddi adımlar atıyoruz.

Hedefimiz müzik, sanat, spor ve meslek liselerinde çocuklarımızın bu anlamdaki becerileri ve yeteneklerini erken yaşlarda keşfedip ona uygun eğitim süreci planlamak.

Türkiye'deki Fransız okulları


'6 ay içinde uluslararası sözleşme imzalama noktasına gelmiş olacağız' dediler. Sözleşme imzalanana kadar öğrenci kaydına müsaade etmeyeceğiz

20 bin öğretmen atama süreci


Danıştay kararından sonra öğretmen adayı arkadaşlarımızın mülakat sonuçlarını açıklayıp atamalarını yapacağız.

Etiketler