Ankara Üniversitesi (AÜ) Eğitim Bilimleri Fakültesi Temel Eğitim Bölüm Başkanı Prof. Dr. Erten Gökçe, AA muhabirine, 1-13 Ağustos tarihlerinde gerçekleşecek YKS tercih sürecine ilişkin açıklamalarda bulundu.
Adayların 24 tercih hakkı olduğunu anımsatan Gökçe, bu tercihlerden ilk 5'ine, adayın kendi sıralamasından daha yüksek sıralama gerektiren yükseköğretim programlarını yazabileceğini ifade etti.
Yerleşme olasılığının en yüksek olduğu bölümlerin son 5 tercihe yazılmasını ve bir yükseköğretim programına yerleşmeyi kesinleştirmek için tercih listesinin tamamının doldurulmasını tavsiye eden Gökçe, "Girebilme olasılığı düşük olan yerleri ilk sıralara yazmalı. Böylece puanlarda bir değişiklik veya sıralamalarda bir değişme, kayma olursa, öğrencimiz girmesi çok da mümkün olmayan bir yere bu yıl girebilir. Bu nedenle ilk 3 ila 5 tercihin, puanından ve sıralamasından biraz daha yüksek olan bir yere gelecek şekilde sıralama yapabilirler." diye konuştu.
Üniversite tercihlerinin geniş araştırmalar ve incelemelerle yapılması gerektiğine işaret eden Gökçe, "Üniversitenin geçmişi, konumu, akademik kadroları ve toplum nezdindeki algısı, bulunduğu şehir, o şehrin sosyal ve kültürel olanakları gibi pek çok seçeneği gözden geçirmeliler." dedi.
Gökçe, karar verme sürecinde adayların, hayalleri ve ilgili meslek ile bölümün Türkiye'deki durumunu değerlendirmesi gerektiğini vurgulayarak, şunları kaydetti:
"Öğrencilerimiz bu süreçte üniversitelere gitsinler, tercih etmek istedikleri bölümlerle görüşsünler. Şu an birçok üniversitede tercih ve tanıtım masaları oluşturuldu. Buralardan bilgi alsınlar, mezunlarla görüşsünler. Karar vermeden önce çok yönlü araştırmalar yapıp bilgi toplamalarını tavsiye ediyorum."
"Her birey kendi hayalini, kendi geleceğini yaşar"
Prof. Dr. Gökçe, ailelere de çocuklarına baskı yapmamaları çağrısında bulunarak, "Aileler bazen tercihte bulunacak öğrencileri, gerçekleştiremedikleri hayallerini gerçekleştirmeleri için zorluyorlar. Lütfen anne babalar, ebeveynler çocuklarını tercihler konusunda zorlamasınlar. Her birey kendi hayalini, kendi geleceğini yaşar. O yüzden gençler nerede okumak istiyorlarsa orada okusunlar." ifadelerini kullandı.
Ebeveynlerin, tercih sürecinde öğrencilerle uzlaşması gerektiğini dile getiren Gökçe, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Değerli öğrencilerimiz ve velilerimiz mezun oldukları okullara veya devam ettikleri kurslara giderek bilgi almalılar, paylaşımlarda bulunmalılar ve karar vermeliler. Üniversite tercihi bir gelecek ve yaşam tercihidir. Doğru yapılmalı, hedef ve hayallerle gerçekler örtüştürülmeli. Ebeveynlerle çocukları uzlaşmalı ve son kararı birlikte vermeliler."
"Kişilikleriyle uyuşan meslekleri öğrenirlerse sağlıklı karar verebilirler"
AÜ Eğitim Bilimleri Fakültesi Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Metin Pişkin de öğrencilerin sağlıklı tercih yapabilmeleri için kendilerini iyi tanımaları ve yükseköğretim programları hakkında bilgi edinmeleri gerektiğini söyledi.
Bu süreçte yetenekler, ilgiler ve kişilik yapısının bilinmesi, ayrıca meslek değerleri hakkında bilgi sahibi olunmasının önemine işaret eden Pişkin, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Gelecekte mesleklerinde başarılı olmak istiyorlarsa, mutlaka o meslekte lazım olan yeteneklerin kendilerinde olup olmadığını düşünmeleri lazım. En başarılı olacağı alanları, en severek yapacağı faaliyetleri, kişiliğiyle en uyuşan ve ihtiyaçlarını en fazla karşılayan meslekleri öğrenebilirlerse, o zaman daha sağlıklı karar verebilirler. Seçenekleri daha iyi tanımak için yükseköğretim programlarını bilmeleri lazım. Bunun için kitaplardan, meslek rehberlerinden, internet kaynaklarından bilgi edinebilirler ama bu bilgi kaynaklarından istifade etmekle yetinmesinler, o meslekleri icra eden kişilerle görüşme yapsınlar. Yani sahada fiilen o mesleği yapan kişilerle mülakat yapmaları, iş yerlerini ziyaret etmeleri, gözleriyle görmeleri de çok önemli."
Pişkin, tercih yaparken yapay zeka odaklı yükseköğretim programlarının da göz önünde bulundurulması gerektiğini kaydederek, "Gelecekte gerekli olan, yıldızı parlayacak alanlardan bazıları da yapay zeka, yazılım gibi bölümler olduğu için bu alanların önü açık görünüyor. Ayrıca mesleğiniz ne olursa olsun her insanın belli oranda yapay zeka programlarını bilmesi gerekecek, dolayısıyla önümüzdeki süreçte belki de en ihtiyaç duyulan ilk 10 yükseköğretim programından biri olacak." dedi.
Ailelere de sürece ilişkin tavsiyelerde bulunan Pişkin, "Anne ve babalar, çocuklar yanlış tercih yapıyorsa bunların sebeplerini izah edebilirler, bilgi verebilirler ama dayatmaları doğru değil. Çocuklarınıza öneriler verebilirsiniz, bilgi eksikliği varsa onu tamamlamalarına yardım edebilirsiniz ama lütfen belli programları yazmaları için onlara baskı kurmayın." ifadelerini kullandı.