A+ A-
Yorum
10

DİSK 2026 asgari ücreti için taleplerini açıkladı: En az iki kez güncellenmeli

Yayın Tarihi: 01.12.2025 - 13:48
Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) bu ay toplanacak Asgari Ücret Tespit Komisyonu öncesi, asgari ücrete ilişkin taleplerini açıkladı. DİSK Genel Başkan Arzu Çerkezoğlu, " Enflasyon tek haneli rakamlara düşene kadar asgari ücret yılda en az iki kez güncellenmelidir" dedi. Çerkezoğlu ayrıca Emek "hedeflenen enflasyon kadar ücret artışı" dayatmasının kabul edilemez olduğunu söyledi.
Kaynak:HABER MERKEZİ

Devrimci İşçi Sendikaları Konferasyonu (DİSK), 2026 Asgari Ücret Araştırması raporunu ve asgari ücret taleplerini İstanbul Barosu’nda düzenlediği basın toplantısı ile duyurdu.

DİSK Yönetim Kurulu adına konuşan Genel Başkan Arzu Çerkezoğlu "Somut olarak söylersek, 2025’e zaten resmi enflasyona göre 15 puan alacaklı giren asgari ücret başta olmak üzere tüm ücretler yıl boyunca eridi. Hükümet, yüksek enflasyona rağmen yıl boyunca asgari ücreti artırmadı. Bugün bir ailede anne, baba ve iki çocuk çalışsa bile ailenin geliri yoksulluk sınırının altında kalıyor. Açlık sınırı 30 bin liraya dayandı, yoksulluk sınırı 90 bin lirayı çoktan aştı" dedi.

Çerkezoğlu, Türkiye’de işçilerin yarısının asgari ücretli olduğunu belirtirken milyonların geçim ücreti olan asgari ücretin geçen yıl sadece ilk üç ay (ocak, şubat, mart), 2025’te ise sadece bir ay (ocak) açlık sınırının üzerinde olduğunu söyledi.

'Asgari ücret yılda en az 2 kez güncellenmeli'

Çerkezoğlu'nun açıklamalarından öne çıkanlar şunlar oldu:

- Hatırlanacağı gibi yüksek enflasyonun yaşandığı 2022 ve 2023 yıllarından farklı olarak bütün ısrarlarımıza rağmen asgari ücret 2024 ve 2025’te yıl ortasında artırılmadı. Oysa gerek 2024 ve gerekse 2025 yıllarında yüksek enflasyon ile hayat pahalılığı devam etti. Yüksek enflasyon koşullarında asgari ücretin yılda bir kez artırılması reel ücretlerde ciddi bir kayıp yarattı. Bu nedenle, enflasyon tek haneli rakamlara düşene kadar asgari ücret yılda en az iki kez güncellenmelidir.

- Yine hatırlayacağınız gibi 2024 yılı yıl sonu resmi enflasyonu yaklaşık yüzde 45 olarak açıklanmasına rağmen asgari ücrete “hedef enflasyon” doğrultusunda yüzde 30 zam yapıldı.

- Bu yıl asgari ücretin enflasyon karşısında 10 aylık kaybı 6 bin 322 liraya ulaştı. 2025 yılı resmi enflasyonu yıl sonunda yüzde 33,8 olarak gerçekleşirse asgari ücretteki kayıp 7 bin 471 TL’ye yükselecek. Asgari ücretle çalışanın 2025 yılı boyunca yaşanan kaybı ise 50 bin TL’yi aşmış olacak. Yani satın alma gücü olarak 14 bin liralara gerilemiş bir asgari ücret üzerinden 2026 asgari ücretini konuşuyor olacağız. 2026 asgari ücreti belirlenirken bu kayıpların giderilmesi şarttır.

'Hedeflenen enflasyon kadar ücret artışı kabul edilemez'

- Ülkemizde enflasyon hedefi en son 16 yıl önce 2009’da tutturulmuştu; bu gelenek bozulmadı ve 2025 enflasyonu da hedeflenenden yüksek gerçekleşiyor. Emek gelirleri üzerine çok büyük baskı getirecek olan “hedeflenen enflasyon kadar ücret artışı” dayatması asla kabul edilemez.

- Ülkemizde asgari ücret dediğimizde bir süredir kelimenin dar anlamıyla genel ücreti konuşuyoruz. Bu nedenle asgari ücret ülkemizde dünyada hiç olmadığı kadar gündem olmaktadır. Bu koşullar altında asgari ücretin istisnai bir ücret olarak değil insanca yaşanacak bir ücret olarak saptanması şarttır. "

'Kişi başına GSYH'nin yüzde 60'ından düşük belirlenmemeli'

Çerkezoğlu konuşmasının devamında Asgari Ücret Tespit Komisyonu'na ilişkin tartışmalarla ilgili de açıklamalarda bulundu.

Çerkezoğlu, "Önemle vurgulamak isteriz ki; bize göre asıl mesele Komisyonun yapısı ve bileşimi değildir. Komisyon yapısının daha demokratik olması kuşkusuz mümkündür ancak asıl mesele asgari ücretin saptanmasına ilişkin kurallardır" dedi.

DİSK, asgari ücret tespit edilirken ücretin sadece işçinin kendisi için değil, bakmakla yükümlü olduğu kişiler ile birlikte geçinebileceği bir ücret olarak hesaplanması gerektiğini belirtti.

Ayrıca asgari ücretin sadece enflasyona göre değil, genel ücret düzeyi ve ülke ekonomisindeki büyümeye bağlı olarak, (Kişi Başına GSYH) dikkate alınarak toplu pazarlıkla saptanılması gerektiği belirtildi. Çerkezoğlu, "Hatta somut bir öneri olarak asgari ücret, Kişi Başına Gayri Safi Yurt İçi Hasıla’nın belirli bir oranından (örneğin yüzde 60’ından) düşük belirlenmemelidir" dedi.

Özetle asgari ücretin geçim koşulları ve ülke ekonomisindeki büyüme dikkate alınarak saptanılması gerektiğini söyleyen Çerkezoğlu, "Asgari ücret belirlenirken bir hanede iki kişinin çalıştığı varsayımından hareketle, haneye en azından yoksulluk sınırı kadar gelir girebilmelidir" dedi.

Asgari ücret saptanırken, en düşük kamu işçisi ücreti ve en düşük memur maaşının da referans alınması gerektiği belirtildi.

'Asgari ücretli 2005'ten bu yana 22 Cumhuriyet altını kaybetti'

Başkan Çerkezoğlu konuşmasının devamında şu ifadelere yer verdi:

- Raporumuzdaki bir başka çarpıcı veri de asgari ücretlinin 2005’ten bu yana 22 Cumhuriyet altını kaybettiği gerçeğidir. 2003 yılında asgari ücretin yıllık tutarıyla 25,4 ve 2005’te 31,5 altın alınabilmekte iken 2025 yılı kasım ayında ancak 9,5 Cumhuriyet altını alınabilmektedir.

- Sonuç olarak Türkiye işçi sınıfı Avrupa’nın en düşük asgari ücretlerinden birine mahkûm edilmiştir. 2015’te Avrupa’da Türkiye’den Euro cinsinden düşük asgari ücreti olan 14 ülke varken, 2025 yılında sadece 2 ülke vardır. Euro cinsinden Türkiye’den daha düşük asgari ücrete sahip ülkeler Arnavutluk ve Bulgaristan’dır.

- AB ülkelerinde asgari ücret civarında çalışanların oranı Türkiye’ye göre oldukça düşüktür. Asgari ücretin kapsamına AB ülkeleri ve Türkiye açısından bakıldığında Türkiye’de asgari ücret kapsamının grafikte yer alan AB ülkelerinden 4 ila 18 kat yüksek olduğu görülmektedir.

- Raporumuzda detaylı biçimde ortaya konan bu veriler ışığında temel sorunumuz şudur: Asgari ücret civarında çalışanların kapsamı ülkemizde çok yüksektir. Asıl meselemiz Türkiye’yi bir asgari ücretliler ülkesi olmaktan kurtarmaktır.

- Bunun da bir tane yolu vardır; sendikalaşmanın ve toplu pazarlık kapsamının artırılmasıdır. Çünkü sendikanın olduğu yerde asgari ücret olmaz. Araştırmamızda da göreceğiniz gibi ülkemizde Toplu İş Sözleşmesi kapsamındaki işçilerin sosyal haklarla birlikte aylık ortalama brüt kazancı toplu iş sözleşmesi kapsamında olmayan işçilerin yüzde 54 üzerindedir.

Vegi dilimlerine düzenleme talebi

- 2000 yılında ilk vergi tarife dilimi brüt asgari ücretin 21,9 katıydı. Asgari ücret ve vergi tarife ilk dilimi arasındaki makas giderek kapandı ve 2014 yılında 10 katına, 2025 yılında ise 6 katına kadar geriledi.

- Vergideki bu adaletsizliklerin nispeten hafifletilmesi için, gelir vergisi tarife dilimleri, asgari ücret artışından az olmamak üzere artırılmalı; asgari ücret sonrası ilk vergi dilimine uygulanan oran yüzde 10’a düşürülmeli; asgari ücret vergi istisnası vergiden değil matrahtan indirim yoluyla uygulanarak asgari ücretin bu istisnadan gerektiği gibi faydalanması sağlanmalı; 2008’den beri işverenlere sağlanan SGK prim desteği işçilere de sağlanmalı ve çağdışı damga vergisi kaldırılmalıdır.

- Asgari ücretten düşük emekli aylıkları asgari ücret düzeyine yükseltilmeli; diğer emekli aylıkları da orantılı olarak yükseltilmelidir.

Etiketler