Fellik fellik dolaşarak krizi fırsata çeviriyoruz

Yeni Teşvik Sisteminde 6. Bölge olarak belirlenen Doğu ve Güneydoğu'ya yatırımların artması için, Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) organizasyonuyla düzenlenen Van gezisinde konuşan Bakan Çağlayan, terör saldırılarının Allah korkusu ve vicdan olmaksızın, Ramazan, bayram, kadın, erkek, çocuk dinlemeden yapıldığını belirtti. Terör olaylarının, halk arasındaki kardeşliği bozmayı hedeflediğini vurgulayan Çağlayan, ''Türk ile Kürt'ün arasına girmeye çalışıyorlar. Her zaman ifade ettik. Bu ülke Türk'ün, Kürt'ün, Laz'ın, Arap'ın, Çerkez ve Alevi'nin de ülkesidir. Her biri bu ülke için seve seve canını feda etmiş. Çanakkale'de yan yana yatmış olan şehitlerimizin beraberliğini bozmak istiyorlar. Ama şunu bilsinler ki, asla güçleri böyle bir birlikteliği bozmaya yetmeyecektir. Hevesleri kursaklarında kalacak inşallah'' diye konuştu. Terör örgütünün, Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu'nun kalkınmasını engellemek için inşaat makinelerini yaktığını söyleyen Çağlayan, ''Bu bölgenin kalkınmasından huzursuz oluyorlar. Biz de 'inadına yatırım' diyoruz. Bu adeta bir teröre meydan okumadır. Biz onların yaptığının tersini yapmaya devam edeceğiz. Kurtuluş savaşı veren bir ülke ve millete sahibiz. Bu konuda hiçbirimizin morali bozulmamalı'' değerlendirmesini yaptı. ''Türkiye ekonomisi tarih yazmaya devam ediyor'' Türkiye ekonomisinin tarih yazmaya devam ettiğini ifade eden Çağlayan, ''Türkiye ekonomisi tüm dünya tarafından gıpta ile izlenen önemli bir başarıdan geçiyor. Bunu daha bir hafta önce 8 gün içinde 4 yurt dışı gezisi yapmış bir arkadaşınız olarak söylüyorum. Tüm dünyanın çevresini 3 yıl içinde belki 30'a yakın turlamış bir arkadaşınız olarak söylüyorum. Türkiye artık kabına sığmayan, batısında ne varsa doğusunda da o olan bir ülke'' dedi. Van'da yaşanan depreme de değinen Çağlayan, ''Allah bir daha acı vermesin. Van büyük bir deprem yaşadı. Bu deprem tüm Türkiye'nin bağrında yaşandı. Depremle yıkılan konutların çok daha mükemmeli bir bir yapıldı ve vatandaşlarımıza teslim edilmeye devam ediyor. Şimdiye kadar Devletin Van'a yapmış olduğu desteğin miktarı 3 milyar 500 milyon lirayı geçti. Toplam miktar 5 milyar 500 milyon lirayı bulacak'' bilgisini verdi. ''Dünyaca ünlü şirketler adeta buharlaşırken, Türkiye krize meydan okuyoruz'' Türkiye'nin gerek siyasi gerek ekonomik olarak geldiği istikrar seviyesiyle adeta tüm dünyada küresel krize meydana okuyan bir yapıya ulaştığını anlatan Çağlayan, şunları söyledi: ''2008 kriziyle bir çok uluslarası dünyaca ünlü şirket adeta tarih oldu ve buharlaştı. Bankalar ve finans kuruluşları battı. AB'nin bir çok devleti IMF desteği almak zorunda kaldı. Yunanistan başta olmak üzere 5 Avrupa ülkesi kriz öncesi (2008 öncesi) dönemlerine 2020'den evvel ulaşamayacak. İspanya ve Yunanistan'da işsizlik rakamları yüzde 25'lere geldi. Şükürler olsun, yaptığımız yatırımın, ihracatın ve büyümenin desteğiyle işsizlik oranımız yüzde 8'lere düştü. Türkiye gibi nüfusu her yıl 1 milyon artan bir ülkeden bahsediyoruz. Türkiye'yi AB ülkeleri ile mukayese ederken artan nüfusumuz iyi hesap etmek zorundayız. Türkiye bir taraftan mevcut işsizine iş verecek bir taraftan her yıl artan 1 milyon nüfusa ve 700 bine yakın iş gücüne girecek insanına iş ve aş verecek.'' ''İhracatçılarımızla fellik fellik dolaşarak, krizi fırsata çeviriyoruz'' Bugün Avrupa'nın gelişmiş ülkelerinde bile işsizlik rakamlarının yüzde 10,5 ila 11 seviyelerinde olduğunu anımsatan Çağlayan, ''Türkiye'nin Cumhuriyet tarihinde ilkleri yaşıyoruz. Yeni açıklanan istihdam verileriyle istihdam edilen insan sayısı ilk defe 26 milyon seviyelerine dayanmıştır. Türkiye böyle bir dönemde bir taraftan büyümesini muhafaza etmeye çalışırken diğer taraftan ihracatını hiç taviz vermeden arttırmaya devam etmektedir. Neredeyse ihracat yaptığımız pazarların yüzde 75'indeki sıkıntılara rağmen, adeta krizi fırsata çevirerek ihracatçılarımızla da fellik fellik dolaşarak tarih yazıyoruz'' şeklinde konuştu. Avrupa'nın geçen yıl Türkiye'nin ihracatındaki payının yüzde 48 olduğunu hatırlatan Çağlayan, şunları kaydetti: ''Bu yıl Avrupa'ya ihracatımız yüzde 38'e düşmüştür. Buna rağmen ihracatımızı arttırdık. İhracat pazarlarımızı çeşitlendirdik, ürünlerimizi çeşitlendirdik. 2012 yılı ihracatımızın artmasında temel faktör Afrika'ya, Uzakdoğu'ya, Asya Pasik bölgesine yapmış olduğumuz ihracatın yüzde 45'den fazla artmasıdır. Türkiye artık ihracatı öğrenmiştir ve bugün 81 ilimizde ihracat yapmayan ilimiz kalmamıştır. İhracat yapmak uluslararası rekabeti ve rekabetçiliği öğrenmek demek. Türkiye her yıl yüzde 5, yüzde 6 büyümek zorunda.''