A+ A-
Yorum
10

Tükenmişlik sendromu en çok Y ve Z kuşağını etkiledi

Yayın Tarihi: 10.02.2025 - 15:10
Çalışanların esenlik düzeyini etkileyen faktörleri belirlemek üzere yapılan ‘Esenlik Araştırması’na göre genel esenlik düzeyini en çok etkileyen faktörler çalışma hayatındaki özerklik, sosyal ilişkilerden hoşnutluk ve mevcut sosyo-ekonomik statü oldu.
Kaynak:İHA

İş yerinde rol belirsizliği arttıkça tükenmişlik hissinin de arttığı, sosyal ilişkilerden hoşnutluk ve çalışma özerkliğinin ise bu hissi azalttığı tespit edildi. Y kuşağı genel esenliği en düşük, tükenmişlik hissi en yüksek kuşak olarak dikkat çekerken Z kuşağı da Y kuşağına çok yakın bir tablo çizdi.

Kurumsal esenlik çözümü Wellbees ve yılda ortalama 1,9 milyon kişinin yeni işini bulmasına katkı sağlayan Kariyer.net, çalışanların esenlik düzeyini etkileyen faktörleri belirlemek üzere ‘Esenlik Araştırması’ yaptı. Sabancı Üniversitesi Yönetim Bilimleri Fakültesi'nden akademisyenlerin danışmanlığında, 26 sektörden 1.000 kişinin katılımıyla gerçekleştirilen araştırmada, ‘genel esenlik’, ‘tükenmişlik’ ve ‘işten duygusal memnuniyet’ olmak üzere esenliğin üç boyutu ele alındı.

Çalışanlar fikirlerinin sorulmasını bekliyor
Araştırmada, bireyin hayatında anlam bulduğu hem fiziksel hem ruhsal olarak hoşnut hissettiği durumu ifade eden genel esenliği en çok etkileyen faktörlerin çalışma hayatındaki özerklik yani çalışanların iş ortamında kendi kararlarını aldıkları ve fikirlerinin sorulması, sosyal ilişkilerden hoşnutluk ve mevcut sosyo-ekonomik statü olduğu bulundu.

Rol belirsizliği tüketiyor
Son yıllarda iş dünyasında giderek daha fazla duyulmaya başlanan tükenmişlik de araştırmanın konu başlıkları arasında yer aldı. Buna göre tükenmişliği rol belirsizliği yani çalışanların kendilerinden ne beklendiğini bilmeme ve görevlerinin net olmaması durumları arttırırken, çalışma özerkliği ve sosyal ilişkilerden hoşnutluğun tükenmişliği azalttığı görüldü. Genel esenliği azaltan ve tükenmişlik hissini artıran bazı faktörlerin aynı olması, bu iki durumun birbirini tetikleyebileceğini de gösterdi.

İş dünyası için yeni alarm: Eko-anksiyete
Araştırmanın dikkat çekici sonuçlarından biri de iklim krizi olaylarının çalışanlar üzerindeki etkileri oldu. Tanık olduğumuz iklim değişikliklerinin kişilerde kaygı ve korkuya yol açma durumunu ifade eden eko-anksiyete hem genel esenliği hem de tükenmişliği orta düzeyde etkileyen faktörler arasında yer aldı. Araştırmada eko-anksiyetenin yüksek çıkma sebebinin firmaların bu alandaki çalışmalarının oluşturduğu farkındalık sonucu olabileceğine vurgu yapıldı. Öte yandan makroekonomik ortama duyulan güvenin düşük olması da hem genel esenliği hem de tükenmişliği etkileyen bir diğer ortak faktör oldu.

Y ve Z kuşağı mutsuz ve tükenmiş hissediyor
Araştırma, katılımcıların yüzde 73,7’sini oluşturan Y ve X kuşaklarının esenliğinin düşük olduğunu da gösterdi. Buna göre Y kuşağı her iki kategoride de ilk sırada yer alırken Z kuşağı da Y kuşağına çok yakın bir tablo çizdi. X ve Baby Boomer kuşağının ise Y ve Z kuşağına nazaran daha yüksek esenliğe sahip olduğu ortaya çıktı.

Ofisten çalışmak işten ayrılma niyetini artırıyor
Araştırmaya katılan çalışanların yüzde 80,5’i ofisten, kalan kesim ise hibrit veya uzaktan çalıştığını aktarırken ofisten çalışanların işten ayrılma niyetinin diğer çalışanlara göre daha yüksek olduğu belirlendi. Öte yandan katılımcıların yüzde 13’ünün haftada 40 saat ve altı, yüzde 64’ünün 40-50 saat, yüzde 23’ünün ise 50 saatten fazla çalıştığını söylediği araştırmanın sonuçları, uzun saatler çalışan katılımcıların firmalarına daha bağlı göründüğünü de ortaya çıkardı.

Çalışanlar en çok yan hak, en az eğitim beklentisi içinde
Araştırma kapsamında katılımcılardan iş hayatında ücret dışında hangi beklentilere sahip olduklarını sıralamaları istendi. İlk sırayı yan haklar alırken bunu sırasıyla işin anlamlı olması, kişisel değerlerle örtüşmesi, kişisel gelişime faydalı olması, topluma faydalı olması ve esnek çalışma olanakları izledi. Çalışanların en düşük beklentisi sertifikasyon ya da diploma eğitimi imkanı olurken geleceğe hazırlayan kısa süreli eğitimler ve doğum günü gibi özel gün izinleri de öncelikli beklentiler arasında yer almadı.

Z kuşağı anlam arayışında
Erkeklere göre kadın çalışanlarda esneklik beklentisinin yüksek, anlam beklentisinin düşük çıktığı araştırmada ayrıca eğitim seviyesi arttıkça topluma faydalı olma ve kişisel gelişim beklentilerinin azalıp esneklik beklentisinin arttığı, sosyo-ekonomik seviye arttıkça anlam beklentisinin yükseldiği, iş tecrübesi arttıkça da eğitim beklentisinin azalıp kişisel değerlere uyum ve topluma faydalı olma beklentilerinin arttığı saptandı. Z Kuşağı işte anlam bulmak, işin değerlerle örtüşmesi, esneklik ve özel izinler konularını daha yüksek; gelişim, kısa süreli eğitim, sertifika veya diploma imkanlarını daha düşük öncelikte sıraladı.

Esenliğin zirvesinde esnek çalışma var
Araştırmaya göre psikolojik destek almaya en sıcak bakan kesimler kadınlar, evliler ve büyürken daha varlıklı ailelerde yetişenler oldu. Katılımcıların yaklaşık yüzde 10’unun ise esenlik uygulamalarının faydalı olmadığını düşündükleri, kalan yaklaşık yüzde 90 katılımcının bu uygulamaların zihinsel ve bedensel sağlıklarını iyileştireceğine, stres ve kaygı yönetimine faydalı olacağına daha çok katılım gösterdikleri bulundu. Çalışanlar tarafından en yaygın görülen esenlik uygulamalarının ilk sırasında ise esnek çalışma olanakları yer alırken bunu esenlik ve stres yönetimi eğitimi ile uzman destekleri takip etti.